Examples of using "يمكنهما" in a sentence and their turkish translations:
Bu yüzden ebeveynlerim düşünebildikleri en iyi şeyi yaptılar
Ya düşünebiliyormusunuz dünyaya yön vermiş iki tane adam ortak çalışamıyor
milyonlarcasının arasından tek bir feromon molekülünü tespit edebiliyor. Zikzak çizerek dişinin yerini daha iyi belirliyor.