Translation of "يأخذ" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "يأخذ" in a sentence and their turkish translations:

يأخذ الجيش كالوردة.

yaşayan orduyu çiçek gibi alıyor.

يأخذ الشعر ويقول؛

Alır o şiiri, bakar der ki,

هذا يأخذ بعض الوقت.

Bu nedenle, biraz daha zaman alıyor.

هذا المكتب يأخذ مساحة كبيرة.

Bu masa çok fazla yer kaplar.

يأخذ المرضى إلى تلك المنطقة للشفاء

hastası olanlar iyileştirmek için o bölgeye götürüyor

لم يأخذ المسلمين حقا إلى أمريكا

gerçekten Amerika'ya Müslümanları almadı

بل إنه برنامج "يأخذ من الوقت ما سيأخذ"،

bu, kadınların gerçekten iyileşmeye başlamasını sağlamak için

وحقاً يأخذ الذكاء الاصطناعي الكثير من الوظائف الروتينية،

Gerçekten de yapay zekâ çok sayıda rutin işi elimizden alıyor

وأوضح أنه كان يأخذ منعطفا كاملا حول العالم

Dünya etrafında bir tam tur attığını açıklıyordu

ولكن، لحسن الحظ ذلك لم يأخذ وقتًا طويلاً،

Neyse ki bu durum çok uzun sürmedi

لا تدعي أي شخص آخر يأخذ منك هذا المنصب.

Başka birinin bu yeri almasına izin vermeyin.

لكن أحدهم يأخذ الرجل على الحبل ويأخذه على الحبل

ama bir tanesi varki adamı iptende aldırır, ipe'de götürür

لأنه كان لديه مصلحة أراد أن يأخذ زوجة الرجل الآخر

çünkü çıkarı vardı diğer adamın karısını almak istiyordu

بالطبع كان عليه أن يأخذ استراحة لمدة 3 أيام ، ولكن على أي حال

tabi şu günlerde bir 3 gün ara vermek zorunda kaldı ama neyse

لا أريد أن تتسرب منه الدماء ، هل يمكن لشخص ما أن يأخذ شعري بلطف ويسحبه فوق

olabilir, bir adam kafası edilecek diz çökmek yapar ve o ben biraz