Examples of using "وحيدة" in a sentence and their turkish translations:
Yalnız da değil.
O yalnız görünüyordu.
Yalnız da değil.
Ben yalnız değildim.
yalnız olmadığımı hatırlatıyor.
Balina köpek balığının hayatı genelde yalnız geçer.
Tek bir hikâyeyi tonlarca veriye tercih ediyoruz.
fakat annesi Priya'yı sokakta tek başına ve yemeksiz bıraktı
En başta yanlış teşhis konulduğu için
kirleten torunlarım ve torunlarımız gibi
Ama artık biliyoruz ki bu, milyarlarca tek hücreli canlının eseri.