Translation of "منزله" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "منزله" in a sentence and their turkish translations:

هذا منزله.

Bu onun evi.

رمّم توم منزله.

Tom evini yeniledi.

باع توم منزله.

Tom evini sattı.

سيبيع توم منزله.

Tom evini satacak.

هذا هو منزله.

O, onun evidir.

ففي المستنقعات خلف منزله،

Evinin arkasındaki bataklıkta

هو دعاني إلى منزله.

O, beni evine davet etti.

- هذا بيته.
- هذا منزله.

Bu onun evi.

كان سامي يرمّم منزله.

Sami evini yeniliyordu.

غادر سامي إلى منزله.

Sami eve gitmek için ayrıldı.

منزله كان يفوح برائحة القهوة.

Evi kahve kokuyordu,

حدث الحادث قريب من منزله.

Kaza evinin yakınında oldu.

قرر توم أن يبيع منزله.

Tom evini satmaya karar verdi.

فقد فاضل عمله و منزله.

Fadıl işini ve evini kaybetti.

أضرم سامي النّار في منزله.

Sami evini ateşe verdi.

رحّب سامي بليلى في منزله.

Sami, Leyla'yı evine kabul etti.

غادر فاضل منزله في العاشرة صباحا.

Fadıl evinden sabah saat 10'da ayrıldı.

ثبّت سامي جهاز إنذار في منزله.

Sami, evine bir ev alarm sistemi kurdu.

في آخر مرة اتصلت فيها على منزله.

aşağılayıcı yorumları hatırlıyor.

كان توم آخر طفل يذهب إلى منزله.

Tom eve gidecek son çocuktu.

اشترى فاضل بيزا و ذهب إلى منزله.

Fadıl bir pizza aldı ve eve gitti.

‫على الأقل لن يتوه حين يعود إلى منزله.‬

Hiç değilse evin yolunu bulabilecek.

غادر توم منزله بلندن لزيارة صديق له في ساوثبتون.

Dan, Southampton'daki bir arkadaşınızı ziyaret etmek için Londra'daki evinden ayrıldı.

.سألني توم إن كنت أعرف كيف أصل إلى منزله.

Tom bana onun evine nasıl gideceğimi bilip bilmediğimi sordu.

يمكنه الآن الحصول على المضادات الحيوية الوريدية براحة في منزله،

Artık evinin konforunda IV antibiyotiğini alabilir:

لا أحد ، ولكن لا أحد سيغادر منزله لمدة 14 يومًا

14 gün boyunca hiç kimse ama hiç kimse evinden çıkmayacak

عرض تينسينغ أن يدعني أقيم في منزله وقدم لي عملاً‏.

Tenzing, bana evinde kalmayı ve iş vermeyi teklif etmişti.

بعد ترميم بوربون الثاني ، تم فصل سوشيت وتقاعد في منزله الريفي

1826'da öldüğü ülkesindeki malikanesine emekliye ayrıldı . Aragon'da hala

طُرد توم من منزله من طرف والديه عندما اعترف بأنه ملحد.

Ateist olduğunu itiraf ettiği zaman ailesi onu evden kovdu.

- عاد سامي إلى منزله في مصر.
- عاد سامي إلى بلده، مصر.

Sami vatanı Mısır'a geri döndü.

ماذا فعلت كوريا الجنوبية؟ قامت كوريا الجنوبية لأول مرة بدعوة جميع مواطنيها إلى منزله.

Güney Kore ne yaptı? Güney Kore tüm vatandaşlarını evine çağırdı ilk önce.