Translation of "نعيش" in Turkish

0.054 sec.

Examples of using "نعيش" in a sentence and their turkish translations:

نعيش في أمةٍ دوائية.

İlaç kullanma ülkesinde yaşıyoruz.

نحن نعيش في مجتمع.

Bir toplumda yaşıyoruz.

نعيش في العصر النووي.

Nükleer çağda yaşıyoruz.

نود أن نعيش في الشارع

sokakta yaşamak isterdik sokakta oyun oynamak isterdik

نحن نعيش في مجموعات صغيرة

az kişilik gruplar halinde yaşıyoruz

نحن نعيش في حشود أكبر

daha kalabalık kitleler halinde yaşıyoruz

نحن نعيش في منطقة زلزال

deprem olan bir bölgede yaşıyoruz

إنا نعيش في عصر الذّرّة.

Biz atom çağında yaşıyoruz.

نعيش في عالم من الاختيار الساحق

Çok kuvvetli seçenekler dünyasında yaşıyoruz.

إذا كنا نعيش على امتداد السواحل،

Eğer kıyı kesimlerinde yaşıyorsak

لا نزال نعيش في العالم المادي.

ve hâlâ fiziksel dünyada yaşıyoruz.

نحن نأكل لنعيش، لا نعيش لنأكل.

Yaşamak için yeriz, yemek için yaşamayız.

طالما أننا نعيش، علينا أن نعمل.

Yaşadığımız sürece çalışmak zorundayız.

لم نعد نعيش في العصر الحجري.

Artık taş devrinde yaşamıyoruz.

نحن نعيش في هذا المجتمع المتاح دائمًا

Sürekli online olduğumuz bir toplumda yaşıyoruz

ولكن هذا هو العالم الذي نعيش فيه،

Ancak içinde yaşadığımızı dünya bu

أعلم بأننا نعيش الآن في مجتمع رأسماليّ،

Kapitalist bir toplumda yaşadığımızı

نعيش في بيت فيه ثلاثة غرف نوم.

Üç yatak odalı bir evde yaşıyoruz.

راتبي لا يسمح لنا أن نعيش برفاهية.

Benim maaşım bizim müsrifçe yaşamamıza izin vermez.

ومحشورون هنا في المكان الذي نعيش فيه جميعاً.

ve burada sıkıştığımız çok küçük bir kısmı var.

علينا أن نعيش ببساطة؛ ليستطيع غيرنا العيش فحسب.

Basit yaşamalıyız, böylece diğerleri de basit yaşayabilir.

والإعتراف بأننا الآن نعيش في عالم ماوراء الحقيقة

Ve hakikat ötesi bir dünyada yaşadığımızı kabul etmemiz

"أتمنى لو يعرف معلمي أنني وعائلتي نعيش في مأوى."

"Ailemle bir barınakta yaşıyoruz ve öğretmenimin bunu bilmesini istiyorum."

نريد أن نعيش في عالم لن يضيع فيه شيء.

Öyle bir dünyada yaşamak istiyoruz ki, kaybedilen hiçbir şey olmasın.

إذ يبدو أننا نعيش في زمن ومجتمع مهووس بالجنس.

Cinselliğe kafayı takmış gibi görünen bir kültürde yaşıyoruz.

ثم يجب أن نتعلم كيف نعيش مع هذا الزلزال

o zaman biz bu depremle yaşamayı öğrenmeliyiz

محطات القاعدة مقفلة بعد زلزال اسطنبول الذي نعيش فيه

yakında Yaşadığımız İstanbul depreminden sonra baz istasyonları kitlendi

"تذكير للجميع، بأننا لا نعيش فى وقت طبيعى الآن"

Şu anda normal zamanlarda olmadığımızı herkese hatırlatmak.

نحن نعيش في فانكوفر٬ كل يوم يبدو أنها ستمطر

Vancouver'da yaşıyoruz, zaten her gün yağmurlu gibi.

إذا كنا نعيش الآن ، فلا يمكننا الحديث عن الماضي والمستقبل.

Eğer biz şimdilerde yaşıyorsak geçmiş ve gelecek kavramından söz edemeyiz

لذا إذا كنا نعيش الآن ، هل من الممكن تغيير الأشياء؟

O zaman biz şimdilerde yaşıyorsak olayları değiştirmek mümkün mü?

لا يمكن لنا أن نعيش حياة سعيدة بدون كهرباء في أيامنا هذه.

Bugün elektrik olmadan iyi bir yaşam süremeyiz.

لكنّنا نتعاون أيضاً، لأنّه علينا خلق مجتمعات. لأنّنا لا نعيش على جزيرة منعزلة.

Ama aynı zamanda dayanışıyoruz çünkü bir toplum inşa etmek zorundayız. Çünkü Robinson Crusoe değiliz.

نحن لا نعيش هناك ، ولكن عندما نذهب في إجازة يمكننا أن نلتقي بها

orada yaşamıyoruz ama tatile gittiğimizde de bununla karşılaşabiliriz

الثقافة هي مجموعة من القيم اليومية التي نعيش بموجبها. إنّها جزء من عملية بناء مجتمع أفضل.

Kültür, günlük hayatta bizi harekete geçiren değerlerle ilgilidir. Daha iyi bir toplum inşa etmenin gereklerinden biri bu.

للأسف ، لا نقول ما إذا كان ينبغي لنا أن نتعلم دروسًا من كل زلزال نعيش فيه.

her yaşadığımız depremden bundan ders almalıyız deyip almıyoruz malesef