Examples of using "لوقت" in a sentence and their turkish translations:
Ebabiller güçleri yettiğince havada döner.
Uzun süre Tom'u bekledim.
bu uzun bir zaman,
Uzun süredir su altında olduğumdan,
Nefesini daha uzun süre tutabilir hâle geliyorsun.
Bunun üzerinde çok uzun bir süre düşündüm.
Daha sonra içmek için bir tane daha söyledim.
Karnının alt tarafına sperm paketi yerleştirecek kadar tutsa yeter onu.
Ama çok uzun sürdüremiyor.
Uzun zamandır çok çalışıyordum. Artık yıpranmıştım.
Yapay ışıktan faydalanan köpek balıkları, gece geç saatlere kadar avlanabiliyor.
O problemi daha sonra tartışalım.