Examples of using "حبس" in a sentence and their turkish translations:
nefesini tuttun veya
Nefesini daha uzun süre tutabilir hâle geliyorsun.
Ama onunla tanıştığımda ipoteği paraya çevrilmek üzereydi.
Tom'un ne kadar süre nefesini tutabileceğini düşünüyorsun?
Hiçbir zaman insanları hapiste tutmak için tasarlanmadı.