Examples of using "لك“" in a sentence and their turkish translations:
Hayır, teşekkürler.
Tercih sizin.
kendinize bir an ayırın.
Karar sizin.
Karar sizin.
Bu şansı değerlendirelim.
Onlardan hangisi seninki?
Teşekkürler.
- Bu sizin için.
- Bu senin için.
- Siktir git!
- Lanet olası!
- Git kendini becer.
Size öyle söylemedim mi?
Kararı sana bırakacağım.
Sizin için ondan bir mesajım var.
İyi günler.
koltuğunuzu bulduğunuzda veririm" dedim.
Saygılarımı sunuyorum!
Pekâlâ, karar sizin.
Bu size bağlı.
Ödeyebilir miyim?
Unutmayın, karar sizin.
Unutmayın, karar sizin.
Sizi gidiler sizi
Size de tavsiyem
kararı size bırakıyorum
ve size servetini verdim.
size şöyle açıklayabilirim;
- Bunu nerede aldın?
- Bunu nereden aldın?
Yarın onu sana getireceğim.
- Teşekkür ederim!
- Teşekkürler!
- Sana bir not bıraktım.
- Size bir not bıraktım.
- Senin için bir sürprizim var.
- Sana bir sürprizim var.
Bu sizin için bir hediye.
O senin kararın!
Hayır, teşekkürler.
Bunu seveceksin.
Gitsen iyi olur.
Çok teşekkür ederim, doktor.
- Sana daha önce söyledim!
- Sana daha önce dedim!
Bu kitap senin mi?
Ben senin en iyi arkadaşın ya da en kötü düşmanın olabilirim.
Teşekkürler, kibar yabancı.
Sağ ol, Pepe. Sağ ol!
Zor karar, sizin kararınız!
Unutmayın, karar sizin.
Bu sizin kararınız, ama çabuk olun!
Karar sizin, ne yapacağız?
Bu tamamen size bağlı.
Eğer daha önce yerinizden edilmişseniz
lezzetli, bitkisel burgerler sunarak yapabiliriz.
takdiri size bırakırım
daha ne diyebilirim ki ben size?
bunun kararını size bırakıyorum
Sana son kez geleceğim.
Sana benimkini göstereceğim.
İçtenlikle umuyorum ki yakında hastalığından iyileşeceksin.
Sana biraz kahve hazırlayacağım.
Bu kep sana mı ait?
- Teşekkür ederim!
- Teşekkürler!
Şu senin kitabın mı?
Tom sizin için geliyor.
O araba senin mi?
Bunlar senin eşyaların mı?
- Teşekkür ederim!
- Teşekkür ederiz!
- Teşekkürler!
- Teşekkür ederim.
Size faturayı hemen getireceğim.
Senin için bazı sorularım var.
Sana bir içki daha alabilir miyim?
İyiyim, teşekkür ederim.
Onu sana iki gün önce gönderdim.
Bu senin ilk sınavın mı?
Sana söylediğim hakkında düşün.
- Onlar sana işini geri verdi mi?
- Onlar sana işini geri aldı mı?