Examples of using "كبيراً" in a sentence and their turkish translations:
Bu ateş büyük bir fark yaratıyor.
Turistler bütün kenti kırmızıya boyadılar.
çok büyük bir değişime yol açmıştı.
kimliğini gizlemek için olağanüstü önlemler almıştı.
Mağaza büyük değildi, değil mi?
Onun büyük bir hata yaptığı açık.
onların ihtiyaçlarını karşılamak büyük bir zorluk.
Yani, çok sayıda çocuğu kuruma gönderirseniz
Bu bilgisayar bir sürü zaman kazandırır.
Tom bunu anlayacak kadar yaşlı değil.
Birincisi acayip başarı kazandı sonra ikincisini yapmaya başladık.
Orada büyük bir avcının bulunduğuna dair kesin izler var.