Translation of "شأنه" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "شأنه" in a sentence and their turkish translations:

اتركه و شأنه.

Onu rahat bırakın.

من شأنه أن يحدث فرقاً كبيراً

çok büyük bir değişime yol açmıştı.

اخْتر موضوعًا من شأنه إجلاء التضارب.

İçinde çatışma unsuru bulunduran bir tema seçin örneğin

هذا من شأنه أن يدمر بلدي.

Bu da ülkemi enkaza çevirir.

الذي من شأنه أن يحسن خيارات تحوّل الأشخاص،

endokrin sistemini anlamaya yönelik ilerlemeler kaydetsek?

هذا التنوع سيكون قوة من شأنه أن يمحوهم.

çeşitlilik, onları ortadan kaldıracak bir kuvvet olacaktı.

طلب سامي من الشّرطة أن تدعه و شأنه.

Sami polisten onu yalnız bırakmasını istedi.

جعل كرات الغولف أكبر من شأنه أن يزيد السحب ،

Golf toplarını büyütmek sürtünmeyi artıracaktır.

من شأنه أن يولد 288 مليون طن من الطاقة.

288 megaton enerji üretecekti.

"التعليم من شأنه جعل الشعوب مجتمعات حرة، رفيعة الشأن،

''Eğitimdir ki bir milleti, hür, şanlı, bağımsız,

من شأنه أن يقلّص إلى حد كبير من تأثيرات المناخ.

iklimin etkilerini belirgin biçimde düşürebilir.

تشريح بالغ الدقة من شأنه أن يحافظ على وظيفة الإنتصاب.

erektil fonksiyonu koruyabilen inanılmaz hassas bir disseksiyon.

‫هذا من شأنه أن ينقل ذلك الحيوان‬ ‫إلى مستوى آخر.‬

Bu, onu farklı bir seviyeye taşıyor.

فحين نتحدث عنه فهذا من شأنه أن يزرع الفكرة في عقل أحدهم.

intiharı konuşmak bu fikri insanın kafasına yerleştirir.

‫اعتقدت القبائل القديمة أن ارتداء‬ ‫قرن وحيد القرن من شأنه صد الأعداء.‬

Eski kabileler gergedan boynuzu takmanın düşmanları uzak tuttuğuna inanırdı.

وإعادة تأسيس الحكم المسيحي في بلغاريا الأمر الذي من شأنه أن يقيّد

önleyici bir saldırı önerdi ve Bulgaristan'da Osmanlı'nın Avrupa'ya girişini

هذا من شأنه بالتأكيد أن يفسر الانهيار المفاجئ للروح المعنوية بين رجال هيمليكو

Bu kesinlikle Himilco'nun adamları arasında ki ani moral çöküşünü açıklıyor

‫حيث أن حدوث كارثة طبيعية أو تفشي مرض ما‬ ‫من شأنه إبادة الجميع بسرعة كبيرة.‬

Bir doğal afet veya salgın hastalık bütün popülasyonu büyük bir hızla ortadan kaldırabilir.