Examples of using "المحليين" in a sentence and their turkish translations:
Yerli insanlar ve çiftçilerle tanıştım.
Yerel önderlerinize, kanun uygulayıcılarınıza
Yerel halk görünen o ki ortalıkta yok.
1029'da, yerel sazlarla desteklenen Danimarkalılar, Olaf'ı sürgüne sürdü.
Paris sendromu bir tür kültür şokudur. Şehrin moda merkezi imgesine kapılıp Paris'te yaşamaya başlayan, sonrasında yerel adetlere ve kültüre iyi uyum sağlayamayıp, zihinsel dengesini yitiren ve depresyona yakın belirtiler gösteren yabancıları tanımlamak için kullanılan psikiyatrik bir terimdir.