Translation of "علبة" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "علبة" in a sentence and their turkish translations:

قطعة أصغر من علبة الثقاب

Kibrit kutusundan bile daha küçük olan bir parça

كان يحمل علبة كبيرة بين ذراعيه

Onun kollarında büyük bir kutu vardı.

وضعت ليلى المال في علبة أحذية.

Leyla parayı bir ayakkabı kutusuna koydu.

إحدى المرات شرب توم علبة نبيذٍ كاملة.

Tom bütün bir şişe şarabın tümünü tek başına içti.

‫وقمت بموازنته بغباء على غطاء علبة آيس كريم‬

aptal gibi bir dondurma kabının üzerine koymuştum,

كانت عند ليلى علبة مخفوق حليب بذوق الفرولة.

Leyla çilekli bir milkshake içti.

فإن تبوّلنا في علبة قصدير، وتركناها ترقد لبعض الوقت

Bir kaba işiyorsun ve dinlenmeye bırakıyorsun.

ناولني علبة زبدة الفول السوداني مع المربى إذا سمحت.

Fıstık ezmesi ve jöle, lütfen.

عند توم علبة أربعة لتر من الخمر الرخيص في ثلاجته

Tom buzdolabında dört litrelik ucuz şarap variline sahiptir.