Translation of "عائلة" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "عائلة" in a sentence and their turkish translations:

أصبحنا عائلة.

Ama aile gibi olduk.

عندي عائلة.

- Benim bir ailem var.
- Benim ailem var.
- Ailem var.

لدي عائلة كبيرة

Benim büyük bir ailem var.

عائلة الملفوف غنية بالكبريت،

Beyaz lahana ailesi sülfür açısından zengindir.

تم تبني عائلة أمريكية

Amerikalı bir aileye evlatlık verildi

لقد احتجت إلى اسم عائلة.

Bir soyada ihtiyacım vardı.

لقد عقّدت عائلة سامي حياته.

Sami'nin ailesi onun hayatını karmaşık hale getirdi.

اجتمعت عائلة سامي كي تتذكّره.

Sami'nin ailesi onu hatırlamak için bir araya toplandı.

نشأت في عائلة من علماء الاجتماع،

Toplum bilimcilerin olduğu bir ailede büyüsem de

ولد ستيف جوبز في عائلة سورية

Steve Jobs Suriyeli bir ailede dünyaya geldi

إذا، تربيت في عائلة من والد واحد.

Dolayısıyla tek ebeveynli bir ailede büyüdüm.

والدخول في لقاء مع عائلة بيضاء، وإنجيلية

onların beyaz, Evanjelist Hristiyan,

أنحدر من عائلة مكونة من خمسة إخوة،

Beş erkek çocuklu bir aileden geliyorum,

غير أنه يأتي من أي عائلة خاصة

onun dışında herhangi bir özel aileden geldiği

نعلم جميعا الرسوم المتحركة الشهيرة عائلة سمبسون

ünü Simpsons çizgi filmini hepimiz biliyoruz

هل سيكون صحيحا ما قاله عائلة سمبسون؟

Simpsons'ların dediği doğru mu çıkacak?

هنا، على سبيل المثال، لدينا عائلة في زمبابوي،

Örneğin burada Zimbabwe'den bir aile,

لدينا عائلة زرناها في غاية الرفاهية، آل هارودز.

Zengin kısımda ziyaret ettiğimiz Howard ailesi var.

أما عند عائلة هواردز فلديهم دولاب خشبي هذا

Howard ailesinde ise ahşap çekmece

لويس نيكولا دافوت في عائلة نبيلة من بورغوندي ،

Louis-Nicolas Davout, Haçlı Seferleri'ne kadar uzanan bir askerlik hizmeti geleneğine sahip

الآن لدينا 20 ألف عائلة فقيرة. أي 0،5 بالمائة.

Şimdi muhtaç durumda 20.000 aile kaldı, yani oran %0,5.

كان هناك انتقاد مختلف تمامًا في طفل عائلة جيد.

iyi aile çocuğunda ise bambaşka bir eleştiri vardı

‫هذه من عائلة "الفربيون"،‬ ‫ويمكن للـ"فربيون" أن يكون قاتلاً.‬

Bu sütleğen ailesinden ve sütleğenler ölümcül olabilir.

الشكوك ، لدرجة أنه غادر إلى منزل عائلة زوجته في بافاريا.

öyle bir şüpheyle tedavi edildi ki, karısının Bavyera'daki aile mülküne gitti.

أم كانت المشاهد التي كتبها عائلة سمبسون حقيقية بشكل غريب؟

yoksa Simpsons'ların yazdığı sahneler garip bir şekilde gerçek mi oluyordu?

- عائلتي مشتركة في جريدة.
- لدى عائلة اشتراك في إحدى الجرائد.

Ailem bir gazeteye abonedir.

فقد كان هناك عائلة مكونة من ثلاثة أفراد تعيش في الشارع،

Sokağın aşağısında yaşayan üç kişilik bir aile vardı.

إن تقليد زوجته ، بالإضافة إلى كونها عائلة ممتعة ، هو مثال جيد.

eşinin onun taklidini yapması ise, güzel örnek eğlenceli bir aile olmasının yanı sıra

سوريا وكله بدعمٍ قويٍ من عائلة الاسد الحاكمة حتى ظهرت صورها

İngilizlerin ona taşıdığı şirketti.Ama'nın Suriye'deki etkisinin hızlı bir şekilde genişlemesi

بتاريخ ٢٣ يناير، سافرت عائلة في الصين من مدينة ووهان إلي مدينة جوانزو.

23 Ocak günü Çin'de bir aile Wuhan'dan Guangzhou'ya seyahat etti.

أخت زوجة بولين بونابرت ، مما أدى إلى ضم دافوت إلى عائلة القنصل الأول الممتدة.

baldızı Aimée Leclerc ile evlenmeye teşvik ederek Davout'u Birinci Konsolos'un geniş ailesine kattı.

في عام 865 ، هبطت عائلة راجنارسون في إنجلترا مع "جيش عظيم" ، واجتاحت ثورة عبر شرق

865 yılında Ragnarssons bir 'Büyük Ordu' ile İngiltere'ye ayak bastı, Doğu