Examples of using "ضواحي" in a sentence and their turkish translations:
Tam bir banliyö çocuğuydum, hayvanları seviyordum
- Sami bu uykulu kasabanın eteklerinde yaşıyordu.
- Sami bu hareketsiz kasabanın dışında yaşıyordu.
M.Ö 219'da Kartaca ordusu Saguntum civarlarına ulaştı.