Translation of "خطورة" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "خطورة" in a sentence and their turkish translations:

خطورة الكلمات نفسها،

kelimenin kendisinin tehlikesi,

خطورة شعب أُمي وقصصهم.

ümmi insanların ve hikâyelerinin tehlikesi.

هذا بعد أكثر خطورة قليلاً

bu biraz daha tehlikeli bir boyut

خطورة فهم كيف تشكل الحروف الكلمات،

Harflerin kelimeleri nasıl oluşturduğunu anlamanın tehlikesi,

ماذا لو كان الوضع أكثر خطورة

peki ya durum daha ciddi ise

لذا من الضروري إدراك خطورة الوضع.

Bu yüzden durumun ciddiyetinin artık farkına varmak gerekiyor

عندها ترى مدى خطورة كوفيد-19

Ve sonra Covid-19'un ne denli tehlikeli olabileceğini görürsünüz.

ولكن الأكثر صخبًا ليس دائمًا الأكثر خطورة.

Ama en gürültülü olan her zaman en kırmızı olan değildir.

برأيك، كم سيكون مدى خطورة هذه المهمة؟

Bu görevin ne kadar tehlikeli olacağını düşünüyorsun?

سامي لم يستوعب فعليا خطورة ما فعله.

Sami kendi eylemlerinin sonuçlarını tam olarak anlamadı.

‫لذا فهذا تذكير جيد‬ ‫بمدى خطورة حرارة الصحراء.‬

Bu, akıllıca kararlar vermezseniz çöl sıcağının

معدل الجريمة تجاوز الدول الأكثر خطورة في العالم

Ayrıca ülkedeki cinayet oranı, dünyanın en tehlikeli şehirlerini bile geride bıraktı.

ولكن بالطبع هناك شيء أكثر خطورة بشأن هذه الأسئلة.

ama tabi bu sorular sorulurken çok daha vahim bir şeylerde var

‫يمكن لجسده حجب الألم‬ ‫الناتج من أكثر سموم العقارب خطورة.‬

Vücudu, en ölümcül akrep toksinlerinin yarattığı acıyı bile bloke edebilir.

‫محولةً إياها إلى أشعة‬ ‫ذات أطوال موجية أقل خطورة.‬ ‫فلورية.‬

onu daha az tehlikeli dalga boylarına dönüştürüyor. Florışı işlemi.

‫لا يمكنني أن أرى مدى عمقها.‬ ‫هذه هي خطورة هذا النوع من الأنفاق،‬

Ne kadar derin olduğunu bile göremiyorum. Bu tür tünellerin tehlikeli yanı budur.

‫بطريقة ما تمكنت بدهاء‬ ‫من الابتعاد إلى المكان الأقل خطورة،‬ ‫ألا وهو على ظهر سمكة القرش.‬

Kendini bir şekilde en az tehlikeli olan yere almayı başarmış. Yani köpek balığının sırtına.