Translation of "باستمرار" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "باستمرار" in a sentence and their turkish translations:

يهاجمنا باستمرار

bize sürekli durmadan saldırıyor

تذكّر، الفرز باستمرار.

Unutmayın inatla triaj yapın.

لماذا يصاب باستمرار؟

niye sürekli virüs bulaştırıyor?

سلسلة مطورة باستمرار

Sürekli seri geliştirdiler

- كان من عادتها أنها كانت تزورني باستمرار.
- كانت تزورني باستمرار.

- O, beni düzenli olarak ziyaret ederdi.
- O düzenli olarak beni ziyaret ederdi.

باستمرار، في وسائل الاعلام

Düzenli olarak, basında

يتغير باستمرار. لأن السوائل

sürekli değişiyor. Çünkü akışkan

حاولت أن أفقد الوزن باستمرار،

Sürekli kilo vermeye çalıştım.

هذا المرض يتطور ويتغير باستمرار،

Gördüğünüz gibi bu, ilerleyen ve sürekli değişen bir hastalık.

والمشي لمسافات طويلة قادمة باستمرار

ve sürekli gelen zamları

إنتاج مجالات مغناطيسية جديدة باستمرار.

sürekli yeni yeni manyetik alanalar üretiyor.

تخيل أنّ لديك صديق يشير باستمرار

Yanlış yaptığınız her şeyi ve hayatınızda yanlış olan her şeyi

لأنّ الأسئلة لن تطرح فعلا باستمرار.

çünkü sorular gerçekten her zaman sorulmayacaktır.

أشياء كهذه يمكن كسر آمالنا باستمرار.

umutlarımız sürekli kırılabiliyordu.

وزاد عدد الأشخاص المصابين والمتوفين باستمرار،

hastalık bulaşan ve ölen insan sayısı artmaya devam etti.

وتعكس سماء لندن، التي تتغير باستمرار.

ve hiçbir zaman aynı olmayan Londra gökyüzünü yansıtırlar.

أكل هذا الإفراز باستمرار ، أي حركة

sürekli o salgıyı yiyerek besleniyor hareket yok

فشلت الجمهورية الفرنسية باستمرار في تحقيقه.

başaramadığı bir şey .

حول ذلك يقول باستمرار الطاقة المنخفضة

bunun hakkında sürekli düşük enerjili diyor

هذا سيقلل باستمرار من قدرتك على التركيز.

bu senin konsantrasyon kapasiteni kalıcı olarak azaltabilir.

سمعنا باستمرار وشعرنا منهم بشعور الخسارة الوشيكة.

Mütemadiyen, yaklaşan kayba dair hislerini dinledik, hissettik.

يريد باستمرار أن يتم ذكره والثناء عليه

sürekli kendisinden bahsedilmesini ve övülmesini ister

إذا لم يرفع طرف أنفه باستمرار للأعلى

Burnunun ucunu sürekli yukarıya doğru kaldırmazsa

ذكر نفسك باستمرار أنك غير مدرك لانطباعك الأول.

ilk izleniminizin farkında olmadığınızı kendinize sürekli hatırlatın.

يمكن أن يكون الاستياء موجودًا باستمرار في الخلفية،

Bu hissiyat arka planda sürekli varlığını devam ettirebilir

كانا سامي و ليلى يتشاجران باستمرار بشأن ذلك الحمل.

Sami ve Leyla sürekli olarak onun hamileliği konusunda kavga ediyorlardı.

أنت وعقلك المرن باستمرار يعاد تكوينه من قبل العالم حولك.

Sen ve plastik beynin, sürekli çevrendeki dünya tarafından şekillendiriliyor.

التي تستطيع باستمرار أن تستقبل وترسل ضغط دمك عبر الإنترنت.

radar bazlı tansiyon aletlerinin prototipleri var.

أثناء هذه المقابلات كانت هناك موضوعات محددة تطفو على السطح باستمرار.

Bu toplantılar boyunca özel bir tema sürekli mevzu bahis oldu.

‫باستمرار خفوت ضوء القمر،‬ ‫عليها الاستفادة إلى أقصى قدر‬ ‫من أحلك الليالي.‬

Dişi, Ay küçülmeye devam ederken... ...en kara gecelerden en iyi şekilde faydalanmalı.