Translation of "وسائل" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "وسائل" in a sentence and their turkish translations:

باستمرار، في وسائل الاعلام

Düzenli olarak, basında

نظرا لانتشاره في وسائل الإعلام

Popüler medya ve girişim sermayesi literatüründeki yaygınlığını düşünerek

أو استخدام وسائل الإعلام الاجتماعية مجانًا ...

ya da sosyal medya hesaplarına ücretsiz erişim için,

شرب المشروبات في وسائل الترفيه الشامانية

Eğlencelerde içki tüketmek Şaman adetidir

بدأت وسائل الإعلام تنمو في الأخبار

medya da haberler türemeye başladı

لا يزال على وسائل التواصل الاجتماعي

Hala daha sosyal medyada

لأنهم لا يستخدمون وسائل التواصل الاجتماعي

Çünkü onlar sosyal medya kullanmıyorlar

لكن سنوات من وسائل الإعلام التلفزيونية

Ama yıllarca televizyon medyası

لا تفرض رقابة على وسائل الإعلام

medyaya asla sansür uygulamıyor

‫ولكنهن لا يستخدمن وسائل منع الحمل. و‬

ve ne zaman gebe kalmak istediğine karar vermek istiyor

ربما أدوية جديدة، أو وسائل مواصلات جديدة،

belki yeni ilaçlar, yepyeni ulaşım araçları

يرتفع التيار إلى وسائل الإعلام الإخبارية السائدة

ana akım medyada ana haber sunuculuğuna kadar yükseliyor

دعونا لا نقع في فخ وسائل الإعلام

Medyanın tuzağına düşmeyelim

ارسل رسائل إلكترونية أقل، واغلق وسائل التواصل الاجتماعي،

daha az mail gönder, sosyal medyayı kapat

وأقمنا في فنادق رخيصة، واستخدمنا وسائل نقل محلية.

ucuz otellerde kalarak, yerel ulaşımı kullanarak.

عندما أقترح على الناس إعتزال وسائل التواصل الاجتماعي،

en sık duyduğum üçüncü itiraz.

تلعب وسائل التواصل الاجتماعي دور رئيس هنا، أيضًا.

Sosyal medya da büyük rol oynuyor.

الباحثون الذين يعملون على وسائل منع الحمل الذكورية

Erkek doğum kontrolü üzerinde çalışan araştırmacılar

لأنه عندما ننظر إلى وسائل الإعلام الرئيسية لدينا

biz çünkü ana akım medyamıza baktığımızda

استقال وسائل الإعلام الرئيسية قائلة أن هناك اتجاه

ana akım medyada yönlendirme var diyerek istifa etmişti

عبر اختيار منتجاتٍ قابلةٍ لاعادة الاستخدام واستخدام وسائل

ve klimada enerji kullanımını azaltmak için duvarlarda ve tavanlarda yalıtım

يُوصف المسلمون بصورة مختلفة في وسائل الإعلام الغربيّة.

- Batılı medya kuruluşları Müslümanlara farklı gözle bakıyor.
- Batı medyası Müslümanları farklı lanse ediyor.

أنكم أيضاً ستكونون افضل إن إعتزلتم وسائل التواصل الاجتماعي.

daha iyi olacağına gerçekten ikna edebilecek miyim.

إنهم يشاهدون فقط ما تعرضه لهم وسائل الإعلام التلفزيونية

Televizyon medyasının onlara gösterdiği şeyi izliyorlar sadece

أعني أن وسائل التواصل الاجتماعي قد أصبحت تقريبًا كالمرفق العام.

Bu durumda sosyal medya neredeyse kamu hizmeti haline geldi.

ربما استخدام وسائل التواصل الاجتماعي غير مرتبط بصميم نجاحي المهني.

Diyelim ki sosyal medya kullanmak profesyonel başarımın merkezi değil.

وفعلياً، الحياة بعد وسائل التواصل الاجتماعي تكون إيجابية نوعاً ما.

ve sosyal medyasız bir yaşam çok pozitif olabiliyormuş.

عندما تكون المعلومات أمام أعيننا مباشرة في وسائل التواصل الاجتماعي،

Bir bilgi, sosyal medyada gözümüzün önüne düştüğünde

لكن تذكر ، هناك معلومات قذرة جدًا على وسائل التواصل الاجتماعي

Fakat unutmayın sosyal medyada çok kirli bilgiler vardır

بجميع انواعه خاصةً في النقل عبر استخدام وسائل النقل الجماعي

odaklanıyor , özellikle de ulaşım araçlarıyla ulaşımda. Özel otomobiller yerine

شيء آخر يمكن إقراره في عالم لا يستخدم وسائل التواصل الاجتماعي.

Sosyal medyasız hayattan size diğer bildireceğim şey

كان لا يزال يواكب اتجاهات وسائل التواصل الاجتماعي في سن السبعين

sosyal medya akımlarına 70 yaşında olmasına rağmen hala ayak uyduruyordu

هي أنني بالرغم من عدم إمتلاكي أبدًا حساب على وسائل التواصل الاجتماعي،

hiç sosyal medya hesabım olmamasına rağmen,

ولذلك فإنه يُرجح أن تكون وسائل التواصل الاجتماعي للمستقبل على نحو أفضل.

Belki de geleceğin sosyal medyası daha iyi olacaktır.

‫لكن الآن،‬ ‫باستخدام وسائل التصوير شديدة التطور،‬ ‫يمكننا الغوص في الأعماق الحالكة...‬

Fakat artık son teknoloji çekim teknikleri kullanarak zifiri karanlıklara dalabiliyor...

بدأت الآن في رحلةٍ جريئةٍ من تحويل جميع وسائل النقل إلى كهربائية،

araç, bisiklet veya otobüs olsun tüm ulaşımı elektrikli hale getirme gibi

لكل فرد يقوم بعمل الحق في أجر عادل مرض يكفل له ولأسرته عيشة لائقة بكرامة الإنسان تضاف إليه، عند اللزوم، وسائل أخرى للحماية الاجتماعية.

Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.

لكل شخص الحق في مستوى من المعيشة كاف للمحافظة على الصحة والرفاهية له ولأسرته، ويتضمن ذلك التغذية والملبس والمسكن والعناية الطبية وكذلك الخدمات الاجتماعية اللازمة، وله الحق في تأمين معيشته في حالات البطالة والمرض والعجز والترمل والشيخوخة وغير ذلك من فقدان وسائل العيش نتيجة لظروف خارجة عن إرادته.

Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.