Translation of "حاولت" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "حاولت" in a sentence and their turkish translations:

- حاولت قتل نفسها.
- حاولت الإنتحار.

O, kendini öldürmeye teşebbüs etti.

حاولت تنظيف جروحها

Yaralarını temizlemeye çalıştı

لقد حاولت وسعك.

Sen çabaladın.

حاولت فتحه عبثا.

Onu açmak için boşuna uğraştım.

حاولت أن أحذرك.

Seni uyarmaya çalıştım.

حاولت إخبار توم.

Tom'a söylemeye çalıştım.

حاولت رفع معنوياته.

Ona moral vermeye çalıştım.

حاولت ليلى الانتحار.

Leyla intihara teşebbüs etti.

ثم حاولت مرة أخرى.

Ardından tekrar denedim.

حاولت أن أجعله يساعدني.

Beni ona yardım ettirmeye çalıştı.

هل حاولت الاستماع إليها؟

Onu dinlemeye çalıştın mı?

هي حاولت قتل نفسها.

Kendini öldürmeyi denedi.

حاولت تلخيص حياتي باختصار

hayatımı kısaca özetlemeye çalıştım

حاولت ألا تنظر إليه.

Ona bakmamaya çalıştı.

موسيقى الجاز؟ لقد حاولت ..

Caz? Adamım, denedim.

حاولت أن أغير الموضوع.

Konuyu değiştirmeye çalıştım.

حاولت أن أفقد الوزن باستمرار،

Sürekli kilo vermeye çalıştım.

لقد حاولت الاختباء من والدتك

annesinden saklamaya çalışırdın

Downton Abbey .. استمع الي ٬ حاولت .

Downtown Abbey, dinleyin, denedim.

حاولت .. لامزيد من موسيقى الجاز

Denedim, bu kadar, caz yok.

حاولت أمّ سامي أن تقتله.

Sami'nin annesi onu öldürmeye çalıştı.

‫إن حاولت المرور بينها،‬ ‫ستقطعك أرباً.‬

Bu şeylerin arasından geçmeye çalışırsanız sizi paramparça eder.

حاولت الدراسة التحكم في العوامل المربكة،

Bu çalışmada veriler dikkatle seçildi;

حاولت الفتاة جاهدا أن تقبض دموعها.

Kız gözyaşlarını tutmak için çok gayret etti.

حاولت أن أنسى أنّها قد بكيت.

Onun ağladığını unutmaya çalıştım.

حاولت أن تفعل كل شيء بشكل صحيح.

Her şeyi doğru yapmaya çalışmıştı.

حيث حاولت أن تعلم شيئاً لشخص ما

bir durumda bulunduysanız

حاولت تكرارا و مرارا و لم أنجح.

Tekrar tekrar denedim ama başaramadım.

حاولت الاتصال بك و لكني لم أستطِع.

Seni aramaya çalıştım ama arayamadım.

حاولت أن لا أظهر بأنني خائب الأمل.

Hayal kırıklığına uğramış görünmemeye çalıştım.

حاولت أن لا تظهر بأنها خائبة الأمل.

O hayal kırıklığına uğramış görünmemeye çalıştı.

‫وجدت بوابة معدنية ضخمة‬ ‫حاولت تسلقها والقفز فوقها‬

Büyük bir metal kapı buldum, tırmanıp atlamaya çalıştım,

عندما رأيت قصة شعره، حاولت بأن أخفي ضحكتي.

Onun yeni saç stilini gördüğümde kahkahamı bastırmaya çalıştım.

مهما حاولت فإني لست قادرا على تذكر عنوانها.

- Ne kadar uğraşsam da adresini hatırlayamıyorum.
- Ne kadar hatırlamaya çalışsam da adresi aklıma gelmiyor.

حاولت أن أجعل تشارلز يساعدني لكنه لم يفعل.

Charles'ı bana yardım ettirmeye çalıştım fakat o etmedi.

إذا كنت حاولت من قبل إقناع شخص ما بشيء

Birini argümanlarla, sebeplerle bir şeye ikna etmeye çalıştıysanız

هذا آخر شيء أتذكر أنني حاولت فعله قبل أن أفقد الوعي

Bilincimi kaybetmeden önce en son hatırladığım şey buydu.