Examples of using "باتجاه" in a sentence and their turkish translations:
Ay'a doğru fırlatıldık.
karşı tarafa doğru bağıracaksın.
Tom, kapıya yürüdü.
Bu plana göre yaptığın her başarılı hareket
Deliğin gittiği yönü hissedebiliyorum. Tanrım.
Rüzgârı arkamıza aldığımıza ve tehlikeyi de atlattığımıza göre
fakat bu helikopter kıyıya doğru uçuyor,
şimdi Anadolu levhası batıya doğru yılda 2,5 cm ilerliyor
İngiliz arkadaşlarının ona başka bir yol dediği için çalıştı
Osmanlı kuryesi Niğbolu'ya doğru ilerledi,
Sonraki Haçlı baskınları onun topraklarından güneybatıya doğru yapıldı
önümüzdeki birkaç ay boyunca güneyde Osmanlı topraklarına baskın yapmaya devam etti.
Bir örnekle durumu inceleyelim şimdi biz şuan batı yönüne doğru 60 km hızla ilerliyoruz.
Afrika levhası ise kuzeybatı yönüne doğru yılda 1,5 cm ilerliyor
üzerinden Eflak, Transilvanya ve vadinin Bulgaristan'ın merkezine uzandığı Osam Nehri'ne ulaşabilir.