Examples of using "مناسب" in a sentence and their turkish translations:
''Goldilocks'' gezegeninin çevresinde ''Goldilocks'' uydusu,
İslamiyet'de uygun değildir
Saat üç uyar mı?
Bunu size şöyle açıklayabilirim:
Bu ağaç harika bir gözlem noktası.
Uygun bir örnek düşünemiyorum.
Ev uygun şekilde yalıtılmış.
O güzel ama yatakta çok iyi olduğunu sanmıyorum.
Bu otel, toplu taşımaya uygun bir yerde bulunuyor.
Yıl 1950 fakat giyim kuşamı 1950'ye uygun değil bu adamın daha eski duruyor.