Translation of "ترون" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "ترون" in a sentence and their turkish translations:

هنا ترون

Burada gördüğünüz tablo -

لن ترون صورته.

Fotoğrafını göremezsiniz.

ماذا ترون الآن؟

Şimdi ne görüyorsunuz?

فكما ترون أنا سياسي،

Anlarsınız, ben bir siyasetçiyim

وعندما ترون هذه المواقد،

Ocaklarına baktığınızda anlıyorsunuz ki

في الخلف ترون الحفّار.

Arkada gördüğünüz kazıcı olan.

كما ترون، أسس الإنصاف

Eşitliğin ilkeleri

ترون هذه المشكلات الاجتماعية والسياسية،

Görüyorsunuz, sosyal ve siyasi meseleler

عندما ترون خطة وضعت أمامكم

İstediğin şeye ulaşmak konusunda

وكما ترون فإن آباء التشريح

İşte, anatominin babaları --

كما ترون، فإنه وبالنسبة للخلاف

Gördüğünüz gibi, anlaşmazlıkla ilgili şey

والأهم، ترون السماء الزرقاء الواسعة.

ve en önemlisi, büyük mavi gökyüzünü.

هل ترون؟ هناك من يتفق معي.

Bakın, aramızda hemfikir olanlar var.

ترون، لقد كانت ضابطة تنفيذ الأحكام.

Hanımefendi, kolluk kuvvetlerindenmiş,

كما ترون، بسبب قضايا مثل استحقاقات الأراضي،

Toprak üzerindeki hak sahiplikleri, kira sözleşmeleri

‫هل ترون الظل الذي تخلفه بسبب الشمس؟‬

Güneşten dolayı oluşan gölgeyi görüyor musunuz?

كما ترون في 1920 كان هناك حوالي 200

1920'lerde neredeyse 200 kişi ölmüş.

هل ترون ما فعلته هنا للتأكيد على رأيي؟

Demek istediğimi vurgulamak için ne yaptığımı herkes görebiliyor mu?

ونرى أيضا شارعاً عُرِض تحته كما ترون أنتم،

ve hemen aşağısında temsil edilen mahalle var.

- ماذا تعتقدون؟
- ماذا ترون؟
- ما رأيكم؟
- ما رأيك؟

- Ne düşünüyorsunuz?
- Sence?
- Ne dersin?

ترون أثر هذا الرجل في كل سم في فصلي.

Benim sınıfımda, her santimetrekaresinde o adamın izini görürsünüz.

ترون التصاعد في ريادة الأعمال على طول آسيا اليوم

bugün tüm Asya'da gördüğünüz girişimciliğin yükselişini açıklayabilir.

في هذه الصورة على اليسار، ترون مجموعة منيل كوليكشن،

Soldaki resimde uzun zaman önce kullanılan Menil Collection'ı

كما ترون كل 10 سنين كم من الرياضيين اليافعين يموتون

Her on yılda kaç genç atletin öldüğünü görüyorsunuz.

هنا ننظر إلى نشاط الدماغ ويتمثل في الأزرق كما ترون

Burada tamamen mavi gördüğünüz yerde, beyin aktivitesine bakıyoruz

و الإن ترون، أريد أن أبدو و كأن لكلامي معنى

Ve gördüğünüz gibi, önemli bir noktaya temas ediyormuşum,

وكما ترون أنا أكره أن أكون من يذيع الخبر السيىء،

Yani size kötü haberler vermekten nefret ediyorum

كما ترون، تحتاج الحياة إلى الأكسجين لمزيد من النمو والتركيب.

Büyümek ve karmaşık hale gelmek için yaşam oksijene ihtiyaç duyar.

كما ترون، كنت أدرس في مدرسة ثانوية بـولاية "داكوتا الجنوبية"

Ama, mesele şu ki, South Dakota'da

ترون، أفضل لو أننا بدلًا من ذلك بدأنا نحسن التدبير.

Yani, bunun yerine tutumlu olmaya başlasak.

ترون، يرغب طلابنا بالفعل في أن نعرف مدى التعقيدات في حياتهم.

Görüyorsunuz, öğrencilerimiz hayatlarının karmaşıklıklarını bilmenizi istiyor.

هل ترون مؤشر توليد الضوء "الليزر" (laser) والبقعة التي يصنعها على يدي؟

Bu lazer ışığın elimde nasıl göründüğünü görüyor musunuz?