Translation of "وبدأت" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "وبدأت" in a sentence and their turkish translations:

وبدأت دموعها بالنزول.

ve gözleri doldu.

وبدأت الدراسة بالجامعة.

Üniversitede okumaya başladım.

وبدأت أعمال القمع تصيب

Tüm o hareketler üzerinde

وبدأت قطع الدومينو بالسقوط.

ve dominolar düşmeye başladı.

وبدأت العمل مع المجتمع المحلي

ve deprem sonrası bu korkunç dönemi atlatmalarında onlara yardım etmek için

وبدأت جولتي الأولى من التجريب الذاتي.

ve ilk tur kendi deneysel kullanımıma başladım.

وبدأت في عزلتي أنحدر انحدارًا حثيثًا.

Hızlı bir şekilde dönüş yaşamaya, izole olmaya başladım.

وبدأت في إجراء عمليات في الأفلاق.

Eflak'ta bir dizi operasyon başlattı.

خرجت إلى الطرق العامة، وبدأت أصيح،

ve caddelere çıktım, bağırmaya başladım.

خلعت حذاء تسلقي الضيق وبدأت في الهبوط،

Sıkı dağcılık ayakkabılarımı çıkarıp yürüyerek inmeye başladım

لذا بدأت أنتج الأفلام، وبدأت أروي هذه القصص.

Böylece filmler çekmeye ve bu öyküleri anlatmaya başladım.

وبدأت في عمل دورات من أجل خلق أنشطة.

Etkinlikler yapmaya, kurslar açmaya başladım.

أغضب قتل المبعوثون الخان وبدأت الاستعدادات لحرب واسعة النطاق

Elçilerin öldürülmesi Han'ı çok kızdırmıştı ve savaş hazırlıkları hemen başladı.

‫وُضع أول عش قبل شهرين تقريبًا،‬ ‫وبدأت البيوض تفقس الآن.‬

İlk yumurtalar yaklaşık iki ay önce bırakıldı. O yumurtalardan yavrular çıkmaya başladı.

وبدأت في عدم التدريب على أساس أنها عطلت الانضباط العسكري

ve askeri disiplini bozduğunu gerekçesiyle eğitimlere alınmamaya başlandı

‫ثم أخرجت كاميرتي مجددًا‬ ‫وبدأت أفعل ما أحبه وما أجيده.‬

Sonra tekrar kameramı alıp sevdiğim ve bildiğim şeyi yapmaya başladım.

حتى الآن فقد الجيش الإيبيري كل التماسك وبدأت كتلة المحاربين القبليين في الفرار

Artık İber ordusu tüm uyumunu kaybetmişti ve kabile savaşçıları yığınla kaçmaya başlamıştı.