Translation of "Yanında" in Spanish

0.014 sec.

Examples of using "Yanında" in a sentence and their spanish translations:

Yanında ol.

- Prepárate.
- Un momento.

Yatağının yanında oturmuş,

Me encontraba sentado a su lado

Diğer yanında ise

Y en el otro extremo

Sözlüğü yanında bulundur.

Mantén aquel diccionario contigo.

Arkadaşını yanında getir.

- Trae a tu amigo.
- Tráete a tu amigo.

Ehliyetin yanında mı?

- ¿Llevas el permiso de conducir?
- ¿Lleva el permiso de conducir?

Yatağı duvarın yanında.

Su cama está junto a la pared.

Kanalın yanında yaşıyorum.

Vivo cerca del dique.

Fırın mezbahanın yanında.

La panadería está al lado de la carnicería.

Ateşin yanında ısındı.

Ella se calentó cerca del fuego.

Köpeğini yanında getirme.

No te traigas al perro.

Şöminenin yanında oturdular.

Se sentaron junto a la chimenea.

O onun yanında.

- Está a su lado.
- Él está a su lado.

Yanında mikrofonum olmadan duruyorum.

Estoy parado al lado de él sin micrófono.

Dünya'nın dört bir yanında

En todo el planeta,

Dünyanın dört bir yanında...

En todo el planeta,

Ve yanında Pixar adında

Y al lado se llama Pixar

İnsanlar sahilin yanında oynuyorlar.

Hay gente jugando cerca de la playa.

İhtiyacın olduğunda yanında olacağım.

Estaré junto a ti en tiempo de necesidad.

Sandalye pencerenin yanında değildir.

La silla no está cerca de la ventana.

Onun evi parkın yanında.

Su casa está cerca del parque.

Pencere yanında koltuk istiyorum.

Quiero un asiento al lado de la ventana.

Onlar ateşin yanında oturdular.

Ellos se sentaron al lado del fuego.

Onlar okulun yanında yaşıyorlar.

- Viven cerca del colegio.
- Ellos viven cerca de la escuela.

Gölün yanında kamp yaptık.

Acampamos al lado del lago.

Ben onun yanında yürüyorum.

Camino junto a ella.

Tom bilgisayarının yanında oturuyordu.

Tom estaba sentado en su computador.

Yanında birisi var mı?

- ¿Está alguien contigo?
- ¿Hay alguien contigo?

Lütfen Tom'u yanında götür.

- Por favor llévate a Tom contigo.
- Por favor anda con Tom.
- Por favor vaya con Tom.
- Por favor ve con Tom.

Tom Mary'yi yanında götürdü.

Tom se llevó a Mary.

Tom pencerenin yanında duruyor.

Tom está parado cerca de la ventana.

Bill denizin yanında yaşıyor.

- Bill vive cerca del mar.
- Bill vive cerca de la playa.

Ben onun yanında oturdum.

Yo me senté al lado de ella.

Korkma, ben yanında olacağım.

No tengas miedo, yo estaré contigo.

Yanında kalemin var mı?

¿Andas con un bolígrafo?

Dergiler masanın yanında yığılı.

Las revistas están apiladas junto a la mesa.

Bunun yanında işşizlik artıyor.

Y aparte, está creciendo el desempleo.

Yanında iPad'in var mı?

¿Tienes tu iPad contigo?

Tom Mary'nin yanında çömeldi.

- Tom se agachó al lado de Mary.
- Tom se agachaba al lado de Mary.

Tom Mary'nin yanında durdu.

Tom permaneció cerca de Mary.

Cep telefonun yanında mı?

- ¿Llevas el teléfono encima?
- ¿Has traído el móvil?

Onun yanında oturabilir miyim?

¿Puedo sentarme al lado de ella?

Pencerenin yanında oturmak istiyorum.

- Quisiera sentarme junto a la ventana.
- Me gustaría sentarme en la ventana.
- Yo quiero sentarme en la ventana.

O, evin yanında oldu.

Ocurrió cerca de la casa.

Kediyi neden yanında götürmüyorsun?

¿Por qué no llevas el gato contigo?

Lütfen telefonumu yanında getir.

Por favor, tráete mi teléfono contigo.

Kimi istersen yanında getirebilirsin.

Puedes traer a quien quieras.

- Anne bebeğinin yanında yatakta yatıyordu.
- Anne yatakta bebeğinin yanında uzanıyordur.

La madre yacía al lado de su bebé en la cama.

Bu tür siyah topların yanında

que podrían hacer que muchas cosas volaran por los aires,

İyi otlaklar kasabanın öte yanında.

El buen pastoreo está del otro lado.

Ve yanında oturan kişiye bağırmıştı.

y gritado a la persona sentada a su lado.

Yanında orta yaşlı kızı var

con su hija de mediana edad en el asiento del acompañante,

Evimin yanında bir kilise var.

Hay una iglesia cerca de mi casa.

Masanın yanında dört sandalye vardı.

Había cuatro sillas cerca de la mesa.

Kaza onun evinin yanında gerçekleşti.

El accidente ocurrió cerca a su casa.

Evin yanında bir nehir var.

Hay un río junto a la casa.

Gözleri kapalı onun yanında oturdu.

Se sentó a su lado con los ojos cerrados.

Yanında sadece 100 yeni vardı.

Él solo llevaba cien yenes.

Adam Tom'un sandalyesinin yanında durdu.

Paró cerca de la silla de Tom.

Tom senin yanında olmak istiyor.

Tom quiere estar cerca de ti.

Evimin yanında bir okul vardır.

Hay una escuela cerca de mi casa.

Senin yanında olduğum zaman mutluyum.

- Cuando estoy contigo me siento feliz.
- Cuando estoy contigo estoy feliz.

O onları mağazanın yanında gördü.

Ella los vio junto a tu tienda.

Tom ateşin yanında kendini ısıtıyor.

Tom se está calentando junto al fuego.

Sadece bu kez yanında olacağım.

Seré tu aliado sólo por esta vez.

Pencerenin yanında oturmak ister misin?

¿Te querés sentar cerca de la ventana?

Yanında hiç silah var mıydı?

¿Llevaba algún arma?

Tom Mary'nin yanında yere oturdu.

Tom se sentó en el suelo al lado de Mary.

Yanında ne kadar paran var?

- ¿Cuánto dinero lleva usted encima?
- ¿Cuánto dinero traes?

Tom sınıfta Mary'nin yanında oturdu.

Tom se sentó junto a Mary en clase.

O, erkek arkadaşının yanında mutludur.

Ella está feliz junto a su novio.

Ben pencerenin yanında oturmayı severim.

Me gusta sentarme en la ventana.

Yanında bir şemsiye getirdin mi?

¿Has traído un paraguas?

Evimin yanında birkaç dükkân var.

Hay algunas tiendas al lado de mi casa.

Gölün yanında bir kabin kiraladık.

Arrendamos una cabaña cerca de un lago.

İki çocuk evin yanında oynadı.

Dos niños jugaban cerca de la casa.

Tom kanepede Mary'nin yanında oturdu.

Tom se sentó junto a María en el sofá.

Yanında hiç paran var mı?

- ¿Llevas algo de dinero contigo?
- ¿Tienes dinero?
- ¿Tienes algo de dinero?

Bir volkanın yanında yaşamak tehlikeli.

Es peligroso vivir cerca de un volcán.

O, onun yanında diz çöktü.

Ella se arrodilló a su lado.

Pencerenin yanında bir masa istiyorum.

- Quisiera una mesa junto a la ventana.
- Me gustaría una mesa al lado de la ventana.

Evimin yanında bir park vardır.

Hay un parque cerca de mi casa.

Tom'un yanında çok parası yok.

Tom no lleva mucho dinero consigo.

Tom'un yanında Mary'nin adresi yoktu.

Tom no llevaba la dirección de Mary consigo.

Acil çıkışın yanında oturmak istiyorum.

Quiero sentarme junto a la salida de emergencia.

- O, kumsalın yanında yaşıyor ama yüzemez.
- O, kumsalın yanında yaşar ama yüzmeyi bilmez.

Ella vive cerca de la playa, pero no sabe nadar.

Ve lüks bir AVM'nin hemen yanında.

justo al lado de un centro comercial de lujo.

Nerede olursam olayım, senin yanında olacağım.

Y donde esté, estaré por ti.

Onlar ülkenin her yanında topluluk kurucuları.

Están en todas partes, construyen comunidades en todo el país.

Yanında yavruları olduğundan arka sokaklardan ilerliyor.

Con las crías a cuestas, se mantiene en las calles laterales.

Bir banka kurmanın yanında ne ki?"

con la fundación de un banco?

Sağlam eşyaların yanında kendimizi güvene almalıyız

necesitamos asegurarnos junto con elementos resistentes

Tapınağın yanında uzun bir ağaç vardı.

Solía haber un árbol alto junto al templo.

Havaalanının yanında bir oteli tercih ederim.

Prefiero un hotel por el aeropuerto.

Bankanın yanında eski bir arkadaşa rastladım.

Yo me topé con un viejo amigo cerca del banco.