Translation of "Sınır" in Spanish

Sınır kapalıdır.

La frontera está cerrada.

Sınır bölgelerinde yaşıyorum.

Vivo en la fontera.

Bu sınır, geçirgen.

El borde es poroso.

Sınır kavgaları yaygındı.

Las peleas limítrofes eran comunes.

Aşk sınır tanımaz.

El amor no conoce límites.

Bu kadarla sınır değil.

Y hay más.

Fransa İtalya'nın sınır komşusudur.

Francia hace frontera con Italia.

Almanya Fransa'nın sınır komşusudur.

Alemania tiene una frontera con Francia.

Doğa hiçbir sınır tanımaz.

La naturaleza no conoce límites.

İnsan aptallığı sınır tanımıyor.

La estupidez humana no tiene límites.

Diğer sınır noktaları çok uzaktaydı --

Otros puntos de inflexión estaban muy lejos,

Vatan hainleri sınır dışı edilecek.

Los traidores serán deportados.

Ağır kokularını etrafa sürerek sınır belirliyorlar.

Marcan los límites frotando su olor a almizcle.

Sınır bölgesinde öğretmenlik yapan bir öğretmen

un maestro enseñando en la zona fronteriza

Amerika ve Meksika arasında bir sınır vardır.

Hay un límite entre Estados Unidos y México.

"üç yaşındayken babam Meksika'ya sınır dışı edildiği için

"Me gustaría que mi maestra supiese que echo mucho de menos a mi papá

Sonuç şu; ABD çoğu kez mültecileri sınır dışı edip

El resultado es que EE. UU. frecuentemente deporta a refugiados.

Meriç Nehri, Türkiye ile Yunanistan arasında bir sınır oluşturur.

El río Maritsa hace frontera entre Turquía y Grecia.

Başlangıçta, Abraham Lincoln Afrika'ya ve Karayiplere sınır dışı edilecek tüm köleleri istedi.

Originalmente, Abraham Lincoln quería que deportaran a todos los esclavos a África o al Caribe.

Matematik hiçbir ırk veya coğrafi sınır tanımaz; matematik için, kültürel dünya tek ülkedir.

La matemática no conoce razas o fronteras geográficas; para las matemáticas, el mundo cultural es un solo país.

- Almanya, Hollanda ile komşudur.
- Almanya, Hollanda ile aynı sınırı paylaşır.
- Almanya Hollanda'ya sınır komşusudur.

- Alemania colinda con Holanda.
- Alemania limita con Holanda.
- Alemania hace frontera con Holanda.