Translation of "Tanımıyor" in German

0.005 sec.

Examples of using "Tanımıyor" in a sentence and their german translations:

- O, komşularını tanımıyor.
- Komşularını tanımıyor.

Er kennt seine Nachbarn nicht.

Hiçbirimizi tanımıyor.

Er kennt keinen von uns.

Onları tanımıyor musunuz?

- Erkennst du sie nicht wieder?
- Erkennen Sie sie nicht wieder?
- Erkennt ihr sie nicht wieder?

O, babasını tanımıyor.

- Sie kennt ihren Vater nicht.
- Er kennt seinen Vater nicht.

Beni tanımıyor musun?

Kennst du mich nicht?

Tom beni tanımıyor.

Tom kennt mich nicht.

Tom komşularını tanımıyor.

Tom kennt seine Nachbarn nicht.

Birbirinizi tanımıyor musunuz?

Kennt ihr euch nicht?

Onu tanımıyor musun?

- Weißt du das nicht?
- Kennst du das nicht?

Tom'u tanımıyor musun?

Kennst du Tom nicht?

Bunu tanımıyor musun?

Erkennen Sie es nicht?

O, komşularını tanımıyor.

Sie kennt ihre Nachbarn nicht.

Mary komşularını tanımıyor.

Maria kennt ihre Nachbarn nicht.

Tom, Mary'yi tanımıyor.

Tom kennt Mary nicht.

Sesimi tanımıyor musun?

Erkennst du meine Stimme nicht?

Tom'u tanımıyor muydun?

- Kanntest du Tom nicht?
- Kanntet ihr Tom nicht?
- Kannten Sie Tom nicht?

Tom seni tanımıyor.

Tom kennt dich nicht.

Tom burada kimseyi tanımıyor.

Tom kennt hier niemanden.

Bay Brown'ı tanımıyor musun?

Kennen Sie Herrn Brown nicht?

Tom bile Mary'yi tanımıyor.

- Tom kennt selbst Maria nicht.
- Tom kennt Maria nicht einmal.

O beni bile tanımıyor.

Sie kennt mich nicht einmal.

Onu tanımıyor gibi yaptım.

Ich tat, als ob ich ihn nicht kannte.

Ben seni tanımıyor muyum?

Kenne ich dich nicht?

Tom herhangi birimizi tanımıyor.

Tom kennt niemanden von uns.

Tom, Mary'yi hiç tanımıyor.

Tom kennt Mary überhaupt nicht.

Tom komşularından hiçbirini tanımıyor.

Tom kennt keinen seiner Nachbarn.

O beni tanımıyor gibi davrandı.

Er tat, als ob er mich nicht kannte.

Boston'da hiç kimse beni tanımıyor.

In Boston kennt mich niemand.

- O, hiçbirimizi tanımaz.
- Hiçbirimizi tanımıyor.

Er kennt keinen von uns.

Kız arkadaşım hala anne babamı tanımıyor.

Meine Freundin hat meine Eltern noch nicht kennengelernt.

Kimse Tom'u benim kadar iyi tanımıyor.

Niemand kennt Tom so gut wie ich.

Ben onu tanıyorum ama o beni tanımıyor.

Ich kenne ihn, doch er kennt mich nicht.

Hiç kimse senin tanıdığın gibi beni tanımıyor.

Niemand kennt mich wie du.

Tom Mary'yi benim tanıdığım kadar iyi tanımıyor.

Tom kennt Maria nicht so wie ich.

Tom Mary'yi tanımıyor ama onunla tanışmak istiyor.

Tom kennt Mary nicht, aber er würde sie gern treffen.

Kimse Tom'u benim tanıdığım kadar iyi tanımıyor.

Niemand kennt Tom so gut wie ich.

Ebeveynlerinden başka hiç kimse onu çok iyi tanımıyor.

Außer seinen Eltern kennt ihn niemand sonderlich gut.

- Beni tanımıyor gibi davranıyor.
- Beni tanımıyormuş gibi yapıyor.

Er tut, als würde er mich nicht kennen.

Anne ve babası dışında, hiç kimse onu iyi tanımıyor.

Außer seinen Eltern kennt ihn niemand richtig.

- O beni tanımıyormuş gibi davrandı.
- Beni tanımıyor numarası yaptı.

- Er tat so, als kennte er mich nicht.
- Er tat so, als würde er mich nicht kennen.
- Er tat so, als ob er mich nicht kennen würde.

- Beni tanımıyor musun, değil mi?
- Beni tanımıyorsun, değil mi?

- Du erkennst mich nicht, oder?
- Ihr erkennt mich nicht, oder?
- Sie erkennen mich nicht, oder?

Hiç kimse Tom'u benim onu tanıdığım kadar iyi tanımıyor.

Niemand kennt Tom so gut wie ich.

- Birçok Avrupalı modern Japonya'yı tanımıyor.
- Birçok Avrupalı çağdaş Japonya'yı bilmiyor.

Viele Europäer kennen das moderne Japan nicht.

Eğer beni bu şekilde tanımıyor idiysen, kısaca beni tanımamışsın demektir.

Wenn du mich nicht so gekannt hast, dann hast du mich einfach gar nicht gekannt.

- Beni tanımıyor musun?
- Beni tanımadınız mı?
- Beni tanıyamadın mı?
- Beni çıkaramadın mı?

Erkennst du mich nicht?