Translation of "Kral" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Kral" in a sentence and their spanish translations:

"Kral Arthur".

'Rey Arturo' danés .

Kral geliyor.

El rey viene.

Kral soyundu.

El rey se quitó sus ropas.

Kahrolsun kral!

¡Muera el rey!

Kral çıplak!

¡El rey está desnudo!

- Kral gücünü kötüye kullandı.
- Kral otoritesini kötüye kullandı.
- Kral, iktidarını abuze etti.

- El rey abusó de su poder.
- El rey abusaba de su poder.

Kral düşmanlarını ezdi.

El rey aplastó a sus enemigos.

Kral idam edildi.

El rey fue ejecutado.

Kral ülkeyi yönetti.

- El rey gobernó el país.
- El rey gobernaba el país.

Kral, elbisesini çıkardı.

El rey se quitó sus ropas.

Kral terk etmeli.

El rey debe abdicar.

Kral en iyisidir.

El rey es la posta.

Kral kan kaybediyor!

¡El rey está sangrando!

- Kral tahttan vazgeçmeye zorlandı.
- Kral tahttan çekilmeye zorlandı.

El rey fue obligado a abdicar.

Kral muhteşem mekanıyla ünlüydü.

El rey era famoso por su espléndido palacio.

Kral ve kraliçe geliyor.

El rey y la reina están viniendo.

Kral, halkına zulüm etti.

El rey oprimió a su pueblo.

Kral hakkında böyle konuşma.

No hable así el rey.

O kral akıllıca yönetti.

Ese rey gobernó sabiamente.

Büyüyünce kral olmak istiyorum.

Quiero ser rey cuando sea grande.

Ragnar'ın şakası Kral Ella üzerineydi ve Vöggr'ün şakası Kral Hjorvard'daydı.

La broma de Ragnar fue sobre el rey Ella y la broma de Vöggr sobre el rey Hjorvard.

Uzun süre Kral Hrolf'un hikayesi daha çok Kral Arthur'un hikayesine benziyordu,

Durante mucho tiempo, la historia del rey Hrolf se consideró más bien como la historia del rey Arturo,

Kral Hrolf, Danimarka Kralı Arthur'dur.

El rey Hrolf es el rey Arturo danés.

Kral yarın akşam şahsen bulunacak.

El rey aparecerá en persona mañana por la noche.

Kral bu sabah ava gitti.

El rey fue a cazar esta mañana.

Kral, halka ağır vergiler koydu.

El rey le impuso grandes impuestos a la gente.

Kral, krallığını adil biçimde yönetti.

El rey reinaba su reino con justicia.

Kral ilk başta ondan memnundu.

Al comienzo, el rey estaba satisfecho con él.

Kral ada üzerinde hüküm sürdü.

El rey reinó sobre la isla.

Kral, eski kale de yaşadı.

Un rey vivía en un viejo castillo.

İnsanlar ona kral olarak seslendiler.

La gente lo aclamaba como rey.

O, Kral Lear rolünü oynadı.

Él actuó el rol del Rey Lear.

Kral, adanın üzerinde hükümranlık kurdu.

El rey gobernaba la isla.

Kral hakkında bir hikaye uydurdu.

Él inventó una historia sobre el rey.

Büyüyünce bir kral olmak istiyorum.

- Cuando crezca, quiero ser un rey.
- Quiero ser rey cuando sea grande.

Kral eski bir kalede yaşardı.

En un viejo castillo vivía un rey.

Prens o gün kral oldu.

Aquel día, el príncipe se convirtió en rey.

O bir kral gibi yaşar.

Él vive como un rey.

Şimdi yeni kral Hjorvard'ın önüne çıkarıldı….

Ahora fue llevado ante el nuevo rey, Hjorvard….

Kral bir zamanlar o sarayda yaşıyordu.

Alguna vez el rey vivió en ese palacio.

Kral her zaman bir taç giyer.

- El rey siempre usa una corona.
- El rey siempre lleva la corona.

Sanki o bir kral gibi davranıyor.

Actúa como si fuera un rey.

Kral ve ailesi kraliyet sarayında yaşar.

El rey y su familia viven en el palacio real.

Bu kral ve kraliçenin yaşadığı saraydır.

Este es el palacio en que viven el rey y la reina.

Bir zamanlar, bir zalim kral yaşarmış.

Había una vez un cruel rey.

O, ona bir kral gibi davrandı.

- Ella lo trataba como a un rey.
- Ella le trató como a un rey.

Kral sağlık sorunları için tacını bıraktı.

- El rey abdicó por motivos de salud.
- El rey abdicó por problemas de salud.

- Kral Arthur'un kılıcı Excalibur, Avalon adasında dövüldü.
- Kral Arthur'un kılıcı Excalibur, Avalon adasında üretildi.

La espada Excalibur del Rey Arturo fue forjada en la isla Avalon.

1250 yılında Kral 9.Louis esir alınmıştı

en 1250, donde se capturó al propio rey Luis IX.

Ve zulmünü Kral Matthias'ın sağır(!) kulaklarına bildirirler

quejas sobre la crueldad de Vlad llegan a oídos sordos del rey Matías.

Güvenlik vereceksin ... davranışlarınla, onları Kral Joseph'in hükümetine

a los habitantes ... los harán, con su conducta, cuidar del gobierno del

Bu kitap, tacını kaybeden bir kral hakkında.

- El libro habla sobre un rey que pierde su corona.
- Este libro habla sobre un rey que pierde su corona.

Kral ailesine sadece en kusursuz yemekler sunulur.

Solo los platos más impecables son servidos a la familia real.

Kim öldü ve kim seni kral yaptı?

¿Quién murió y te hizo rey?

Bu saray zengin kral için inşa edilmiştir.

Este palacio fue construido para el opulento rey.

Bir zamanlar İngiltere'de kötü bir kral vardı.

Hubo una época en la que en Inglaterra había un mal rey.

- Bir zamanlar üç kızı olan bir kral yaşıyordu.
- Bir zamanlar üç kızı olan bir kral vardı.

Había una vez un rey que tenía tres hijas.

Her kral kendinden bi öncekinden daha büyüğünü yaptırıyor

cada rey se hace más grande que antes

Ancak olasılıklar Kral Olaf ve adamlarına karşı yığılmıştı.

Pero las probabilidades estaban en contra del rey Olaf y sus hombres.

Bir zamanlar İngiltere'de çok kötü bir kral yaşarmış.

Érase una vez en Inglaterra un rey muy malvado.

Arkeologlar, Kral Davud'un(Davud peygamber) sarayını bulduklarını düşünüyorlar.

Los arqueólogos creen haber descubierto el palacio del rey David.

Bir zamanlar üç kızı olan bir kral varmış.

Erase una vez un rey que tenía tres hijas.

Bir zamanlar üç kızı olan bir kral vardı.

Había una vez un rey que tenía tres hijas.

Test benim önceki hayatımda bir kral olduğunu söylüyor.

El test dice que fui rey en mi vida anterior.

Yani anlayacağımız üzere kral burda kendine mezar yaptırıyor aslında

así como podemos ver, el rey se está haciendo una tumba aquí

Anglia ve Northumbria'yı kasıp kavurdu ve Kral Ella'yı öldürdü.

Anglia y Northumbria y matando al Rey Ella.

Hıristiyan bir kral olmadan önce korkulan bir Viking olmuştu .

sido un vikingo temido antes de convertirse en rey cristiano.

Savaş sabahı huzursuz kral erkenden kalktı ve şair Thormod'dan

En la mañana de la batalla, el inquieto rey se levantó temprano y le pidió a su poeta Thormod que le

Kraliçe kral için bir erkek varis üretemekte başarısız oldu.

La reina fracasó en darle un heredero varón al rey.

- hatta kral ona kendi korumasında bir onur rütbesi bile verdi.

Berthier; el rey incluso le otorgó un rango honorífico en su propia guardia.

Kral Hrolf hakkındaki efsaneler, geleneksel olarak 'Karanlık Çağlar' olarak bilinen

Las leyendas sobre el rey Hrolf provienen de un período tumultuoso de la historia de Europa, tradicionalmente

Kral yalnızca bizi değil birçok başka insanı da davet etti.

El rey no solo nos invitó a nosotros, sino también a muchas otras personas.

Ve şaka aslında Kral Ella hakkında, çünkü bu çiftlik sözlüğü, domuzcuklar

Y la broma es en realidad sobre el rey Ella, porque hay un vocabulario de corral, cerditos

Ancak son keşifler, Kral Hrolf'un hikayelerinin aslında bir temeli olduğunu gösteriyor.

Pero los descubrimientos recientes sugieren que los cuentos del rey Hrolf tienen una base de hecho.

- O işe girersen kral sensin.
- O işe girersen paşalar gibi yaşarsın.

Si obtienes ese trabajo, el mundo será tu ostra.

- Büyüdükten sonra bir padişah olmak istiyorum.
- Büyüdükten sonra bir kral olacağım.

Cuando crezca, quiero ser un rey.

Bir kavanoza koyup Kral Matthias'a Osmanlılara karşı savaştığının bir kanıtı olarak gönderir

al rey Matías como prueba del compromiso valaco de luchar contra los otomanos, pero a pesar de esto

Kral, ikna oldu, terzilere kıyafet hazırlamalarını söyledi ama bu malzemeyi de göremedi.

- El rey, convencido, dijo a los sastres de preparar un traje, pero él tampoco veía esta tela.
- El rey, convencido, le indicó a los sastres que preparasen un traje, pero él tampoco pudo ver este material.

Bugün bir kral gibi davranan bir çocuk yarın bir zalim gibi davranır.

Hoy un niño rey, mañana un tirano.

Daha fazla birim çekiyordu . Kral Joseph ve Jourdan, Vitoria'da mağlup olduktan sonra, Suchet'in

Después de que el rey José y Jourdan fueran derrotados en Vitoria, Suchet no tuvo más remedio que

Kral Guy'ın adamlarını sipariş etmekten başka seçeneği yok nerede durdukları yerde kamp yapmak için.

El Rey Guy no tiene más remedio que ordenar a sus hombres que acampen en sus posiciones.

şu anda Danimarka'daki küçük Lejre köyü olan Kral Hrolf'un mahkemesinin geleneksel alanına bakmaya başladı .

sitio tradicional de la corte del rey Hrolf, que ahora es el pequeño pueblo de Lejre en Dinamarca.

Kral Olaf ön saflarda savaşırken öldürüldü ve bir dizi mızrak ve balta darbesiyle yere

El rey Olaf muere luchando en la primera fila y es derribado por una serie de golpes de lanza

Daha sonra 1809'da Soult, Kral Joseph'in baş askeri danışmanı olarak Mareşal Jourdan'ın yerini aldı

Más tarde, en 1809, Soult reemplazó al mariscal Jourdan como principal asesor militar del rey José

Ama Kral Harold Godwinson onunla buluşmak için kuzeye yürüdü, o kadar hızlı hareket etti ki

Pero el rey Harold Godwinson marchó hacia el norte para recibirlo, moviéndose tan rápido que tomó a los