Translation of "Ayakkabılarını" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Ayakkabılarını" in a sentence and their spanish translations:

Ayakkabılarını giy.

- Pónganse sus zapatos.
- Póngase sus zapatos.

Ayakkabılarını bağla.

Átate los cordones.

Ayakkabılarını çıkar.

Quítate los zapatos.

Lütfen ayakkabılarını giy.

Ponte los zapatos, por favor.

Ayakkabılarını temiz tutmalısın.

Tienes que dejar tus zapatos limpios.

O, ayakkabılarını parlattı.

Le bolearon los zapatos.

Yardımcısı ayakkabılarını parlattı.

Su asistente le limpió los zapatos.

Tom ayakkabılarını giydi.

Tom se puso sus zapatos.

O ayakkabılarını parlattı.

Él lustró sus zapatos.

O ayakkabılarını bağladı.

Ella ató sus cordones.

Ayakkabılarını nerede bıraktın?

¿Dónde dejaste tus zapatos?

Tom ayakkabılarını bulamaz.

Tom no encuentra sus zapatos.

Ayakkabılarını nerede çıkardın?

¿Dónde te quitaste los zapatos?

Tom ayakkabılarını çıkardı.

- Tom se sacó los zapatos.
- Tom se quitó los zapatos.

Tom ayakkabılarını giymemişti.

Tom no llevaba sus zapatos puestos.

- Ayakkabılarını temizledin, değil mi?
- Ayakkabılarını sildin değil mi?

Has limpiado tus zapatos, ¿no?

Susan babasının ayakkabılarını parlattı.

Susan abrillantó los zapatos de su padre.

Tom ayakkabılarını cilalamak istedi.

Tom quería lustrarse los zapatos.

Niye verdin ayakkabılarını ona?

¿Por qué le diste tus zapatos?

Partiye gitmeden önce ayakkabılarını cilalamalısın.

Deberías lustrar tus zapatos antes de ir a la fiesta.

Benim çocuklarım ayakkabılarını çabucak eskitiyorlar.

Mis hijos gastan sus zapatos rápidamente.

Tom yeni ayakkabılarını giymek istedi.

Tom quería ponerse sus zapatos nuevos.

Japon evlerinin içinde ayakkabılarını çıkar.

Dentro de las casas japonesas quítate los zapatos.

Tom ayakkabılarını tek başına bağlayamaz.

Tom no logra atar sus zapatos por sí mismo.

Tom ayakkabılarını nasıl bağlayacağını bilmiyor.

Tom no sabe atarse los zapatos.

Tom, ayakkabılarını ve çoraplarını çıkardı.

- Tom se quitó los zapatos y los calcetines.
- Tom se sacó los zapatos y los calcetines.

Tom ayakkabılarını koymak için eğildi.

Tom se inclinó para ponerse sus zapatos.

Ayakkabılarını nasıl bağlayacağını biliyor musun?

- ¿Sabes cómo atarte los zapatos?
- ¿Sabes atarte los zapatos?

Tom giyindi ve ayakkabılarını giydi.

Tom se vistió y se calzó los zapatos.

Ayakkabılarını aldığın dükkan bu mu?

¿Esta es la tienda donde compras tus zapatos?

Tom ayakkabılarını ve çorapları çıkardı.

- Tom se quitó los zapatos y los calcetines.
- Tom se sacó los zapatos y los calcetines.

Tom ayakkabılarını giymek için durdu.

Tomás se detuvo para ponerse los zapatos.

Eski ayakkabılarını çıkararak yenilerini giydi.

- Ella se sacó los zapatos viejos y se puso los nuevos.
- Ella se quitó sus viejos zapatos y se puso los nuevos.

O, onlara ayakkabılarını çıkarmalarını söyledi.

Ella les pidió que se quitaran los zapatos.

Aritmetik ayakkabılarını çıkarmadan yirmiye kadar sayabilmektir.

La aritmética es ser capaz de contar hasta veinte sin quitarte los zapatos.

Tom'un ayakkabılarını nereden aldığını öğrenmek istiyorum.

Quiero descubrir dónde compró Tom sus zapatos.

Kendi ayakkabılarını bağlamayı öğrendiğinde kaç yaşındaydın?

¿Qué edad tenías cuando aprendiste a atarte solo los zapatos?

Dışarı çıkmadan önce ayakkabılarını cilalamayı unutma.

¡No olvides lustrar tus zapatos antes de salir!

- Ayakkabılarını çıkarmana gerek yok.
- Ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekmiyor.

No tienes que quitarte los zapatos.

Japonlar bir eve girmeden önce ayakkabılarını çıkarırlar.

Los japoneses se quitan los zapatos al entrar en una casa.

Kız kardeşim her pazar günü ayakkabılarını yıkar.

- Mi hermana se lava los zapatos todos los domingos.
- Mi hermana limpia sus zapatos todos los domingos.

Japonya'da insanlar bir eve girdikleri zaman ayakkabılarını çıkarırlar.

En Japón, la gente se quita los zapatos al entrar en una casa.

Tom Mary'nin evine girmeden önce ayakkabılarını çıkarmasını istedi.

Tom le pidió a Mary que se saque los zapatos antes de entrar a su casa.

Genellikle bir Japon evine girmeden önce ziyaretçilerin ayakkabılarını çıkarmaları istenir.

Usualmente se pide a las visitas que se saquen los zapatos antes de entrar a una casa japonesa.