Translation of "Gündüz" in Spanish

0.011 sec.

Examples of using "Gündüz" in a sentence and their spanish translations:

Gece gündüz.

Día y noche.

Gece gündüz çalışır.

Trabaja noche y día.

Gece gündüz yürüyebilirim.

Puedo caminar día y noche.

Köpeğine gündüz halası bakıyor.

Su tía cuida de su perro durante el día.

Tom, gece gündüz çalıştı.

Tom trabajó día y noche.

Gündüz vakti okumayı severim.

Me gusta leer un libro a la luz del día.

O, gece gündüz çalışır.

Él estudia día y noche.

Gece gündüz onu düşünüyorum.

Pienso en ella día y noche.

O sadece gündüz çalışır.

Él sólo trabaja de día.

Ekvatorda gece ve gündüz eşittir.

En el ecuador, el día y la noche son iguales.

Artık gündüz vardiyası işbaşı yapabilir.

El turno diurno, finalmente, puede hacerse cargo.

Çoğu kuşlar yalnızca gündüz görebilir.

La mayoría de las aves sólo pueden ver de día.

Onlar gece gündüz çok çalıştılar.

Ellos trabajaban duro día y noche.

O gündüz uyur, gece çalışır.

- Él duerme de día y trabaja de noche.
- Él duerme durante el día y trabaja durante la noche.

Babam gece gündüz çok çalıştı.

Mi padre trabajaba duro de día y de noche.

O, gece ve gündüz çalışıyor.

Ella está trabajando de noche y día.

Gece ve gündüz kadar farklılar.

Son tan diferentes como el día y la noche.

Gündüz bir arkadaşım beni görmeye geldi.

Un amigo mío vino a verme durante el día.

Bugün, gündüz ve gece uzunluğu aynı.

Los largos del día y la noche son lo mismo hoy.

- Gece gündüz seni düşünüyorum.
- 24 saat aklımdasın.

Pienso en ti las veinticuatro horas del día.

Çitalar, gündüz gözüyle avlanan... ...yalnız avcılar olarak bilinir.

Los guepardos son conocidos por ser cazadores solitarios y diurnos.

Su aygırları serinlemek için gündüz sıcağında suda durur.

Los hipopótamos se mantienen frescos en el agua durante el calor del día,

Gündüz uyuyan ve gece çalışan bazı insanlar vardır.

Algunas personas duermen de día y trabajan de noche.

Tom ve erkek kardeşi gece ile gündüz gibiler.

Tom y su hermano son como el día y la noche.

Muhtemelen bir avukat olmak için gece gündüz çalıştı.

Estudió día y noche para llegar a ser abogado.

Tom ve Mary gece ve gündüz kadar farklı.

Tom y Mary son diferentes como la noche y el día.

Gece gündüz. Tatillerde. Fabrikayı işe yarar hale getirmek için

Trabajábamos día y noche, durante días feriados,

Vahşi düz kürklü su samurları gündüz aktif olsa da...

Aunque las nutrias lisas están activas durante el día,

Ailesi konfor içinde yaşayabilsin diye gündüz ve gece çalıştı.

Trabajó día y noche para que su familia viviera cómoda.

Üstün görüş ve manevra kabiliyeti... ...şahin ve doğanlara gündüz avantaj sağlıyor.

El día les da ventaja: los halcones tienen maniobrabilidad y una visión superior.

Uzun, susuz ve sıcak bir mevsimin sonuna gelinmiş. Gündüz sıcaklıkları 40 dereceyi aşıyor.

Es el fin de una estación larga, cálida y seca. La temperatura diurna supera los 40 °C.

Ama deniz biyoloğu Richard Fitzpatrick öfkeli bir denizkestanesinin saldırısına uğradığında gündüz vakti işini yapıyordu.

Pero fue de día, mientras hacía su trabajo, cuando el biólogo Richard Fitzpatrick fue presa de un erizo enojado.

Yani mercan kayalıklarında yürüyen bir insan bile, gündüz vakti avcılardan saklanan bir tanesinin üstüne basabilir.

La gente que camina en los arrecifes podría pisar uno que intenta esconderse de depredadores durante el día.

Ayılar gün içinde gece uyuduklarından daha çok uyurlar, ne var ki bu yazları, yirmi dört saat boyunca gündüz olduğundan geçerli değildir.

Los osos también suelen dormir más durante el día que durante la noche, aunque esto no se aplica durante el verano, con veinticuatro horas de luz.