Translation of "Bankaya" in Spanish

0.012 sec.

Examples of using "Bankaya" in a sentence and their spanish translations:

Bankaya gittim.

Fui al banco.

- Bankadaydım.
- Bankaya uğradım.

He ido al banco.

Lütfen bankaya git.

Por favor, ve al banco.

Parayı bankaya yatırın.

- Pon el dinero en el banco.
- Deposita el dinero en el banco.

O, bankaya gitti.

Él entró al banco.

Ben bankaya gidiyorum.

Voy al banco.

Bankaya gitmemiz gerekiyor.

Tenemos que ir al banco.

Bankaya gitmek istemiyorum.

No quiero ir al banco.

Bankaya gitmek zorundayım.

Tengo que ir al banco.

Parayı bankaya yatırdım.

He depositado el dinero en el banco.

Neden bankaya gitmiyorsun?

¿Por qué no vas a un banco?

Paranı bankaya yatır.

Por favor deposite su dinero en el banco.

Pasaportunu bankaya götürmelisin.

Debes llevar tu pasaporte al banco.

Pasaportunu bankaya getirmelisin.

Debes llevar tu pasaporte al banco.

- Bu sabah bankaya gitmem gerek.
- Sabahleyin bankaya gitmem lazım.

Tengo que ir al banco por la mañana.

Kantabai ile bankaya gittim.

Fui con Kantabai al banco.

Onların bankaya girdiğini gördüm.

- Les he visto entrar en el banco.
- Los vi entrar al banco.

O, parayı bankaya yatırdı.

Ella depositó el dinero en el banco.

Bankaya gidip parasını bozdurdu.

- Entró en el banco y cambió el dinero.
- Él fue al banco y cambió su dinero.

Bugün bankaya gitmek zorundayım.

Tengo que ir hoy al banco.

O, bankaya para yatırdı.

Ella hizo un deposito en el banco.

Şimdi bankaya gitmem gerek.

Ahora tengo que ir al banco.

Tom parasını bankaya yatırdı.

Tom puso su dinero en el banco.

Paranı bankaya yatırır mısın?

¿Guardas tu dinero en un banco?

Hâlâ bankaya gitmek zorundayım.

Todavía tengo que ir al banco.

Tom bankaya gitmek zorundadır.

Tom tiene que ir al banco.

Sami parayı bankaya götürdü.

Sami llevó el dinero al banco.

Lütfen parayı bir bankaya yatır.

Por favor deposita el dinero en un banco.

Bankaya para yatırdığında, onu biriktirirsin.

Cuando pones dinero en el banco lo depositas.

Kapanmadan önce bankaya gitmek istiyorum.

Quiero llegar al banco antes de que cierre.

Çeki alır almaz bankaya gittim.

En cuanto recibí el cheque, me fui al banco.

Para çekmek için bankaya gittim.

Fui al banco para sacar dinero.

Polis adamın bankaya girdiğini gördü.

La policía vio al hombre entrar al banco.

Sen bankaya giderken arabada kalabilirim.

Me puedo quedar en el auto mientras tú vas al banco.

Bu sabah bankaya gitmem gerek.

Tengo que ir al banco por la mañana.

O, onun bankaya gitmesini hatırlattı.

Ella le recordó que fuera al banco.

Bankaya giden yolu bana söyleyebilir misiniz?

- ¿Me enseñas el camino hacia el banco?
- ¿Puede decirme qué camino es hacia el banco?

O, güvenlik görevlisi kılığında bankaya girdi.

Él entró en el banco disfrazado de guardia.

O, bankaya çok miktarda para yatırdı.

Depositó una gran cantidad de dinero en el banco.

O bir bekçi kılığında bankaya girdi.

Él entró en el banco disfrazado de guardia.

Bana bankaya giden yolu belirtebilir misiniz?

¿Me puede indicar el camino para ir al banco?

Tom bankaya bir miktar para yatırdı.

Tom depositó algo de dinero en el banco.

Bir 45'likle bankaya girmek gibisi yoktur.

Es la cosa más linda entrar a un banco con una 45 así...

Paranı o bankaya gerçekten yatırmak istiyor musun?

¿En serio quieres poner tu dinero en ese banco?

Jane biraz para çekmek için bankaya gitti.

Jane fue al banco a sacar algo de dinero.

O bankaya büyük miktarda bir para yatırdı.

Ella depositó una gran suma de dinero en el banco.

Tom'un bankaya gideceğini ve biraz para alacağını düşündüm.

Pensé que Tom iría a banco a sacar algo de efectivo.

O büyük evi satın aldığı için bankaya borcu var.

Tiene una deuda con el banco porque compró esa casa grande.

Tom Mary'ye 5:00 ten önce bankaya gitmesini hatırlattı.

Tom le recordó a Mary que fuera al banco antes de las 5:00.

Hemen gidiyorsun bankaya diyorsun ki bu harcama benim değil itiraz ediyorsun

dices que vas al banco inmediatamente