Translation of "Başkalarının" in Spanish

0.010 sec.

Examples of using "Başkalarının" in a sentence and their spanish translations:

Başkalarının geldiğini görürüz.

veremos a los demás entrando en juego.

Başkalarının acılarını görüp

La valentía de ver el dolor propio y ajeno,

Başkalarının işlerine karışmayın.

No te metas en las cosas de los demás.

Başkalarının hatalarından öğrenin.

Aprende de los errores de los demás.

Başkalarının sorunları bizimdir.

Los problemas de otros son nuestros problemas.

Başkalarının başarılarını kıskanmamalısın.

No deberías estar celoso del éxito de otros.

Başkalarının emeğiyle bile değil,

No ya con el trabajo,

Başkalarının sözünü kesmek kabalıktır.

Es grosero interrumpir a los demás.

Başkalarının söyledikleri hakkında üzülme.

No te preocupes por lo que dicen los demás.

Başkalarının işlerine burnunu sokma.

No metas tu nariz en los asuntos de los demás.

Başkalarının benzer şekillerde davranmasını önlemek

evitando que otros se comporten de manera parecida

O, başkalarının gizliliğini ihlal ediyor.

Él invade la privacidad de otros.

Başkalarının duyguları ile oynamak yanlıştır.

No está bien jugar con los sentimientos.

Tom başkalarının işine burnunu soktu.

Tom se mete en lo que no le concierne.

Başkalarının size yardım etmesini beklemeyin.

- No esperes que otros te ayuden.
- No confíes en que otros te ayuden.

Çocuk annesi tarafından başkalarının huzurunda azarlandı.

El niño fue regañado por su madre en presencia de otros.

Başkalarının işine burnunu sokan biri gibi hissediyorum.

la recién llegada al serio mundo de la feminidad,

Başkalarının adaleti için ve adaletsizlik hikayeleri olan

por otros cuyos nombres no se han escuchado,

Başkalarının hakkında kötü konuşmaya gereğinden fazla hazırsın.

Siempre estás listo para hablar mal de los demás.

Başkalarının özel mektuplarını onların izni olmadan okumamalısın.

No deberíais leer las cartas privadas de los demás sin permiso.

Başkalarının ne düşündüğü sizin için önemli mi?

¿Acaso te importa lo que otra gente piense?

Başkalarının ne düşündüğünü çok fazla endişe ediyorsun.

Te preocupás demasiado por lo que piensan los demás.

Başkalarının hayatını tatsız yapmadan hayatından zevk almalısın.

Deberías disfrutar tu vida sin hacer desagradable la vida de los otros.

Başkalarının yardım etmesine izin vermekte sorunum yok.

No tengo ningún problema dejando que otros ayuden.

- Bir aptal her zaman başkalarının aptal olduğuna inanmaktadır.
- Bir aptal her zaman başkalarının da aptal olduğuna inanır.

Un estúpido siempre cree que los otros son estúpidos.

Başkalarının hayatının arka planında duran kartonumsu figürleri değil.

No figuras de cartón plantadas en el fondo de vidas ajenas.

O her zaman başkalarının iyi tarafını görmeye çalışır.

Él siempre trata de ver lo bueno en los otros.

O çok kibardır. Başkalarının hakkında asla kötü konuşmaz.

Él es muy copado. Nunca habla mal de nadie.

Kapitalizmin övüncü bu. Çalışmak ve başkalarının parasıyla para kazanmak.

Es la gloria del capitalismo. Trabajar y hacer dinero con el dinero de otros.

Yani bu çok yaralayıcı işte başkalarının söylemleriyle buralara geliyoruz

Entonces esto es muy doloroso.

Tom başkalarının onun hakkında ne düşündüklerinin umurunda olmadığını söyledi.

Tom dijo que no le importa lo que otros piensen de él.

Başkalarının sağlığı için çok büyük bir iyilik yapmış oluyorsunuz.

estás ayudando enormemente a la salud pública.

- Başkalarının hakkında asla kötü konuşma.
- Başkaları hakkında asla kötü konuşma.

Nunca hables mal de los demás.

Başkalarının ne dediğini boş ver. Önemli olan senin nasıl düşündüğün.

No prestes atención a lo que digan los demás, lo importante es lo que tú pienses.

Zaman hayatınızın parasıdır. Onu harcayın. Başkalarının sizin için harcamasına izin vermeyin.

El tiempo es la moneda de tu vida. Tú la gastas. No dejes que otros la gasten por ti.

Başkalarının hataları işaret edildiğinde bu hoşumuza gider, fakat bizimkiler işaret edildiğinde değil.

Nos gusta señalar los errores de los demás, pero no que señalen los nuestros.

- Her şeyi devletten beklemeyin!
- Başkasının senin yerine düşünmesini bekleme!
- Başkalarının senin için düşünmesini bekleme.

¡No esperes que los demás piensen por ti!