Translation of "Alma" in Spanish

0.006 sec.

Examples of using "Alma" in a sentence and their spanish translations:

Kilo alma.

- No engordes.
- No subas de peso.

Yem alma.

No tomes el anzuelo.

Risk alma.

No corras riesgos.

Karbondioksidi atmosferden alma

de tomar dióxido de carbono de la atmósfera

Sorunu hafife alma.

No subestimes el problema.

Yanlış fikir alma.

No te hagas la idea errónea.

Onu ciddiye alma.

No te lo tomes a pecho.

Karar alma zamanı.

¡Ya es hora de tomar una decisión!

Tom'u hafife alma.

No subestimes a Tom.

Hırsını benden alma.

No te desquites conmigo.

Gereksiz riskler alma.

- No corras riesgos innecesarios.
- No tomes riesgos innecesarios.

O eşyayı alma.

- No te compres eso.
- No compre eso.

Ikramiye alma şansınız artar.

eso aumenta nuestras posibilidades de obtener un pago extra.

Ev alma, komşu al.

No tengas una casa, ten un vecino.

Nefes alma zorluğu vardı.

Él tuvo problemas respiratorios.

Herhangi bir fikir alma.

- No te hagas ilusiones.
- No te pases de listo.

Lütfen onu satın alma.

No lo compres por favor.

Gururunu ayaklar altına alma.

Tenés que tragarte tu orgullo.

alma izni vermeleri için yalvardım.

que solo tenía 10 meses en ese momento.

Yeni bir araba alma zamanın.

Es hora de que compres un auto nuevo.

Sabahları duş alma alışkanlığım var.

Tengo el hábito de tomarme una ducha en las mañanas.

- Rakibini küçümseme.
- Rakibini hafife alma.

No subestimes a tu oponente.

- Kendini küçümseme.
- Kendini hafife alma.

No te subestimes.

O ev alma fikrinden vazgeçti.

He renunciado a la idea de adquirir una casa.

Bir ev alma fikrinden vazgeçtim.

- Abandoné la idea de comprar una casa.
- He abandonado la idea de comprar una casa.

Bu tabloyu satın alma; sahte.

No compres esta pintura; es una falsificación.

Tom koku alma duyusunu kaybetti.

Tom perdió el sentido del olfato.

Geceleyin duş alma alışkanlığım var.

Tengo la costumbre de ducharme por la noche.

Yurt dışı eğitimi alma şansım oldu.

de estudiar por un año en Francia.

Dışarıdan bakınca nefes alma sırasında şişen,

Desde fuera, parecen una gran bolsa hinchable

Pozitif risk alma tekrarladığında artar mı?

¿Correr riesgos positivos puede escalar con las exposiciones repetidas?

O zaman ikramiye alma ihtimali düşer,

existen grandes posibilidades de no obtener el pago extra,

İnsanlara güven, ama yabancılardan şeker alma.

Confía en la gente, pero no aceptes caramelos de extraños.

İyi notlar alma, çok çalışmayı gerektirir.

Para tener buenas notas hay que estudiar mucho.

- Onu ciddiye almayın.
- Onu ciddiye alma.

- No te lo tomes a pecho.
- No te lo tomes en serio.

Sorumluluk alma isteği bir olgunluk işaretidir.

La buena disposición a tomar responsabilidad es una señal de madurez.

Bir ev satın alma fikrinden vazgeçtim.

He abandonado la idea de comprar una casa.

Tom prezervatif satın alma konusunda utanır.

A Tom le da vergüenza comprar condones.

Yeni bir araba satın alma niyetindeyim.

Me pienso comprar un auto nuevo.

İyi bir koku alma duyum var.

Tengo un buen sentido del olfato.

İnsanlar gelecekteki ihtiyaçlarını hafife alma eğilimindedir.

Las personas tienden a subestimar sus necesidades futuras.

O bir ev satın alma olasılığına bakıyordu.

Él estaba investigando la posibilidad de comprar una casa.

- Onu kişisel olarak almayın.
- Kişisel olarak alma.

No es nada personal.

Ben bir ev satın alma fikrinden vazgeçtim.

He abandonado la idea de comprar una casa.

Onu satın alma. O çok düşük kalite.

No compres eso. Es re trucho.

Tom yeni bir kamyon alma fikrinden vazgeçti.

Tom abandonó la idea de comprar un nuevo camión.

Ve kumar gibi risk alma davranışlarına ölçüt oluşturabilecek

para medir su conducta de toma de riesgos comparable con las del mundo real,

Bir köpek keskin bir koku alma duyusuna sahiptir.

Un perro tiene un agudo sentido del olfato.

Tüm görünen bu risk alma davranışlarını güdüleyen, kontrol eden

todos los cambios funcionales físicos, detectables y emocionales

Memur bir park yeri alma ricasının reddedildiğini Bob'a bildirdi.

El oficial le informó a Bob que su solicitud por un permiso de estacionamiento había sido rechazada.

Notlar alma yerine bütün dersi orayı burayı karalayarak geçirdim.

En lugar de apuntar, pasé la clase entera garabateando.

Şiddetli şişlikler ve nefes alma güçlüğü. Bir vakada ise ölümcüldü.

Hinchazón severa y dificultad para respirar. Y en un caso fue mortal.

Daha çok risk alma eğilimde oldukları artık bir sır değil

tienden a correr más riesgos que los niños o los adultos,

Domuzlar kötü kokar ama çok iyi koku alma duyuları vardır.

Los cerdos huelen mal, pero tienen muy buen olfato.

O yabancı bir araba satın alma amacı için çok çalıştı.

Él trabajó duro con el propósito de comprar un auto extranjero.

Bir köpeğin koku alma duygusu, bir insanınkinden çok daha keskindir.

El olfato de un perro es más agudo que el del humano.

- Bu oda elli kişi alma kapasitesindedir.
- Bu odada elli kişiliktir.

Esta habitación puede acomodar a cincuenta personas.

Yeni yıl kartları bize arkadaşlarınızdan ve akrabalarından haber alma fırsatı sunuyor.

Las tarjetas de año nuevo nos dan la oportunidad de tener noticias de las amistades y la familia.

Maliyeti ne kadar olursa olsun, milyoner sanat eserini alma konusunda ısrar etti.

El millonario insistió en adquirir la obra maestra sin importar cuanto costara.

Eğer kütüphaneden bir kitap alabilirsem beni bir kitapçıdan satın alma gereğinden kurtarır.

Si puedo conseguir un libro en la biblioteca, evito comprarlo en la librería.

Issız bir adaya düşseydin ve yanına üç şey alma hakkın olsaydı neler alırdın?

Si estuvieras atrapado en una isla desierta y solo pudieras llevar tres cosas, ¿cuáles serían?

Bu ceket yıpranmış ve kötü görünüyor. Yeni bir tane alma zamanın değil mi?

Ese abrigo está desgastado y ya se ve mal. ¿No sería hora de que te compraras uno nuevo?

Arjantin devlet başkanı şekerin yüksek satın alma gücü olan insanların bir hastalığı olduğunu söyledi.

La presidente argentina dijo que la diabetes es una enfermedad de gente con alto poder adquisitivo.

- Alma Ata benim favori şehrim!
- Almatı benim en sevdiğim şehir!
- Almatı benim en sevdiğim kent!

¡Almaty es mi ciudad favorita!

Eylül ayının 26'sı Avrupa Diller Günü'dür. Avrupa Konseyi, Avrupa'nın çokdilli mirasına dikkat çekip, çokdilliliğin toplum içinde gelişimini teşvik ederek vatandaşları farklı dilleri öğrenmesi için yüreklendirmek istiyor. Tatoeba, kullanımı kolay bir öğrenme aracı olarak etkin bir katılımla bu dilleri öğrenme ve bundan zevk alma olanağı sağlıyor.

El 26 de septiembre es el Día Europeo del Lenguaje. El Consejo de Europa quiere agudizar la atención en el patrimonio multilingüe de Europa, promover el desarrollo del multilingüismo y alentar a los ciudadanos a aprender idiomas. Tatoeba, como un medio para el aprendizaje de fácil acceso y como una comunidad activa, promueve un método muy práctico para el estudio y la apreciación de las lenguas.