Translation of "Söyleyin" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Söyleyin" in a sentence and their spanish translations:

Açıkça söyleyin.

- Habla claramente.
- Hable claramente.
- Dilo claramente.

- Eşinize selam söyleyin.
- Karınıza selam söyleyin.

Salúdeme a su esposa, por favor.

Tekrar söyleyin, lütfen?

¿Dilo otra vez por favor?

Bana adlarınızı söyleyin.

Decidme cómo os llamáis.

Bana gerçeği söyleyin.

- Dígame la verdad.
- Decidme la verdad.
- Díganme la verdad.

Lütfen bana söyleyin.

- Dime, por favor.
- Díganme, por favor.

Bana ne istediğinizi söyleyin.

Dime lo que quieres.

Bana hangisini istediğinizi söyleyin.

- Dime cuál quieres.
- Decime cuál querés.

Bana ne düşündüğünüzü söyleyin.

Dime lo que piensas.

Onu görürseniz, selam söyleyin.

¡Salúdela si la ve!

Söyleyin bana, ne düşünüyorsunuz?

Dígame, ¿en qué piensa?

Bana geleceğiniz saati söyleyin.

- Dígame a qué hora vendrá.
- Díganme a qué hora vendrán.

Sadece ne yapacağımı söyleyin!

¡Simplemente decidme qué hago!

Lütfen onu yeniden söyleyin!

- ¡Por favor dígalo otra vez!
- ¡Dilo otra vez, por favor!
- Por favor tenga la amabilidad de decírmelo otra vez.

Müdahale edin, bir şey söyleyin.

haz algo, di algo.

Onu yüksek sesle açıkça söyleyin.

Dilo claramente en voz alta.

Neyin peşinde olduğunuzu arkadaşlarınıza söyleyin.

Cuéntales a tus amigos lo que te traes entre manos.

Kayıt için tam adınızı söyleyin.

Diga su nombre completo para que conste en acta.

Dünyayı kandırmak istediğinizde doğruyu söyleyin.

- Cuando quieras engañar al mundo, di la verdad.
- Cuando quiera engañar al mundo, diga la verdad.

Sipariş vermek istediğinizde bana söyleyin.

Dígame cuando desee hacer su orden.

Bana hangi filmleri izlediğinizi söyleyin.

Decidme qué películas habéis visto.

Lütfen bana tam saati söyleyin.

Por favor, dígame la hora exacta.

Hayat tecrübelerinden bir hikâye paylaşmalarını söyleyin.

pidan a todos compartir una historia de sus vidas y experiencia

- Hangisini istersin söyle.
- Hangisini istediğinizi söyleyin.

Diga cuál le gustaría llevar.

Lütfen bana karakolun nerede olduğunu söyleyin.

Por favor, dígame dónde está la comisaría de policía.

Lütfen bize bakkalın nerede olduğunu söyleyin.

Por favor, díganos dónde hay una tienda de comestibles.

Lütfen bana sahile nasıl gideceğimi söyleyin.

Dígame cómo llegar a la playa, por favor.

XYZ mağazasına giden yolu bana söyleyin lütfen.

Por favor, dime cómo llegar a la tienda XYZ.

Pencereden arkadaşlarınızla şarkı söyleyin, İtalya'daki insanlar gibi.

Cantar con tus vecinos en los balcones, como lo han estado haciendo en Italia.

Eğer bir şey görürseniz, bir şey söyleyin!

¡Si ves algo, di algo!

Bu sorunun cevabını biliyorsanız, lütfen bana söyleyin.

Si usted conoce la respuesta a esta pregunta, por favor dígame.

Bunu duyamamaya başladığınız zaman bana söyleyin lütfen.

Por favor, avíseme cuando deje de oírlo.

Şu insanlara helikopterin inebilmesi için geri çekilmelerini söyleyin.

Dile a esas personas que se aparten para que el helicóptero pueda aterrizar.

İstasyona gitmek için hangi otobüse bineceğimi lütfen bana söyleyin.

Dígame qué bus debo tomar para llegar a la estación, por favor.

Bakın, herkes sakin olsun ve bana ne olduğunu söyleyin.

A ver, calmaos todos y decidme: ¿Qué ha pasado?

Kuşkunuz varsa doğruyu söyleyin. Bu düşmanlarınızı yıkacak ve arkadaşlarınızı şaşırtacak.

Cuando tengas dudas di la verdad. Eso confundirá a tus enemigos y asombrará a tus amigos.

Birkaç adım atın ve yürüdüğünüzde onun ağrıyıp ağrımadığını bana söyleyin.

Dé algunos pasos y dígame si duele cuando camina.

Generallerinin ve birliklerinin minnettarlığım üzerine sonsuza kadar hak iddia ettiğini söyleyin ."

sus generales y sus tropas han ganado reclamos eternos sobre mi gratitud".

- Bana yatağımı nasıl toplayacağımı söyle, lütfen.
- Lütfen, bana yatağımı nasıl toplayacağımı söyle.
- Bana yatağımı nasıl toplayacağımı söyleyin, lütfen.
- Lütfen, bana yatağımı nasıl toplayacağımı söyleyin.

Por favor, dime cómo tender mi cama.

Bu resme iyi bir göz atın ve beni onun içinde bulup bulamayacağınızı söyleyin.

Mira bien esta foto y dime si puedes encontrarme o no.

Yaptığınız şekilde hareket etmek için gerçekten sebebiniz varsa, o halde lütfen bana söyleyin.

Si de verdad tienes alguna razón para actuar como lo hiciste, dímela, por favor.