Translation of "şaşırmış" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "şaşırmış" in a sentence and their spanish translations:

- Şaşırmış gibi görünüyorsun.
- Şaşırmış görünüyorsun.
- Şaşırmış gibisin.

Pareces sorprendido.

Şaşırmış görünüyorsun.

- Pareces sorprendido.
- Pareces sorprendida.

Onlar şaşırmış.

Están sorprendidos.

Şaşırmış görünüyordun.

Pareces estar desconcertado.

Öğretmenimiz şaşırmış görünüyordu.

Nuestro profesor lucía sorprendido.

Çok şaşırmış görünüyordu.

- Ella pareció estar muy sorprendida.
- Ella parecía muy sorprendida.

Tom şaşırmış görünüyordu.

Tomás parecía sorprendido.

Onlar şaşırmış görünüyor.

Parecen sorprendidos.

Karım şaşırmış görünüyordu.

- Mi esposa parecía asustada.
- Mi esposa parecía sorprendida.

Tom şaşırmış görünüyor.

Tom parece confuso.

Sen şaşırmış görünmüyorsun.

No pareces sorprendida.

Çok şaşırmış görünmüyorsun.

No pareces demasiado sorprendido.

Sonuca şaşırmış olabilirsin.

- Puede que te sorprenda el resultado.
- Tú quizás podrías estar sorprendido del resultado.

Biraz şaşırmış görünüyorsun.

- Se te ve algo desorientada.
- Se te ve algo desorientado.

Betty habere şaşırmış görünüyordu.

Betty parecía sorprendida con las noticias.

Tom biraz yönünü şaşırmış.

Tom está un poco desorientado.

O hiç şaşırmış değil.

No está nada sorprendido.

Yaşlı adam habere şaşırmış görünüyordu.

El anciano pareció sorprendido por las noticias.

O, habere şaşırmış gibi görünüyordu.

Él parecía sorprendido al oír las noticias.

Benim cehaletim tarafından şaşırmış görünüyordu.

Él parecía sorprendido de mi ignorancia.

Gerçekten şaşırmış gibi görünmediklerini söylemeliyim.

Debo decir que en realidad no parecían sorprendidos.

Tom da pek şaşırmış görünmüyordu.

Tom no parecía demasiado soprendido, tampoco.

Sen muhtemelen şaşırmış gibi görünüyordun.

Luces como si estuvieras sorprendido.

Herkes şaşırmış ve biraz şaşkın görünüyordu.

Todos parecen sorprendidos y algo confusos.

Tom Mary'nin John'u öptüğünü gördüğünde şaşırmış görünüyordu.

Tom parecía sorprendido de ver a Mary besando a John.

- Tom kafası karışmış görünüyor.
- Tom şaşırmış görünüyordu.

Tom parece haberse sorprendido.

Şaşırmış gözüken Kartacalılar, zamanında yanıt vermekte geç kalıyorlar.

Al parecer aturdidos, los cartagineses no logran reaccionar a tiempo.

Ben ona ondan bahsettiğimde o çok şaşırmış görünüyordu.

Ella parecía estar muy sorprendida cuando se lo conté.

Öğretmeninle böyle bir yerde karşılaşmış olduğuna şaşırmış olmalısın.

- Ha de haberte sorprendido encontrar a tu maestro en tal lugar.
- Debe de haberte sorprendido encontrarte con tu maestro en un lugar como ése.

Tom, Mary ve John'un evlendiğini duyduğunda oldukça şaşırmış görünüyordu.

Tom pareció bastante sorprendido cuando oyó que Mary y John se habían casado.

Tom Mary ve John'un evlendiğini duyduğunda şaşırmış gibi görünmüyordu.

Tom no parecía sorprendido cuando oyó que Mary y John se habían casado.

- Beni gördüğüne şaşırmadın mı?
- Beni gördüğüne şaşırmış değil misin?

- ¿No te extrañaste al verme?
- ¿Nada te extraño al verme?
- ¿No te extrañaste cuando me viste?
- ¿No te sorprendió verme?

Mary'nin kasabayı terk ettiğini ona söylediğimde, Tom gerçekten şaşırmış görünüyordu.

Tom se veía genuinamente sorprendido cuando le dije que Mary se había ido de la ciudad.

Şaşırmış bir şekilde "Nasıl olur da cebinin içine çantayı sığdırdın?!" diye sordu kadın.

- ¡¿Cómo ha conseguido meter una maleta dentro de su bolsillo?! -preguntó la mujer anonadada.