Translation of "Sevgi" in Russian

0.005 sec.

Examples of using "Sevgi" in a sentence and their russian translations:

Sevgi ve Barış.

Любовь и мир.

Sevgi her şeydir.

Любовь - это всё.

- Sevgi affetmez.
- Aşk affetmez.

Любовь не прощает.

Sevgi ile arzuyu karıştırmayın.

Не путай страсть с любовью.

Birbirlerini sevgi dolu öptüler.

- Влюблённые целовались.
- Влюблённые поцеловались.

Sevgi ölümden daha güçlüdür.

Любовь сильнее смерти.

Kıskançlık olmadan sevgi yoktur.

Нет любви без ревности.

Sevgi ve saygı vardı.

Там царили любовь и уважение.

Barış, neşe, sevgi, şefkat, empati

Культивируйте эмоции умиротворения, радости,

Sevgi ile tek başına yaşayamazsın.

Нельзя жить одной только любовью.

Sevgi ile merhameti asla karıştırmayın.

- Никогда не путай жалость с любовью.
- Никогда не надо путать жалость с любовью.

Sevgi dolu bir ailem var.

- У меня любящая семья.
- У меня есть любящая семья.

Kim sevgi ve şefkat istemez?

Кто не хочет любви и расположения?

İhtiyacınız olan tüm şey sevgi.

Всё, что вам нужно, — это любовь.

Neden ve sevgi yeminli düşmanlardır.

Разум и любовь — заклятые враги.

Birine duyduğumuz özlem ve sevgi düşüncesi,

И тогда понимаете, что на самом деле желаете одного: любить кого-то так,

Çocukların sevgi ve ilgiye ihtiyacı var.

Детям нужны любовь и внимание.

O sadece sevgi ve ilgi istiyor.

Она просто хочет любви и внимания.

- Esperanto sevgi dilidir.
- Esperanto aşkın dilidir.

Эсперанто — язык любви.

Tom, gözlerinde sevgi ile Mary'ye baktı.

Том пялился на Мэри с любовью в глазах.

Sevgi sahte olabilir, ama nefret gerçektir.

- Любовь может быть поддельной, однако ненависть реальна.
- Любовь может быть фальшивой, но ненависть реальна.

Yapay zekâda sevgi yetisi olmadığını size söyleyebilirim.

я могу ответственно заявить, что ИИ не способен на любовь.

Sevgi dolu yaşlı bir çifti izlemek keyifli.

Приятно смотреть на любящую пожилую пару.

Bu eve güçlü bir sevgi bağı hissediyorum.

Я чувствую сильную привязанность к этому дому.

Yoksulluk kapıdan içeri girdiğinde, sevgi pencereden dışarı uçar.

Когда бедность входит в дверь, любовь вылетает в окно.

Yoksulluk ön kapını çaldığında sevgi arka kapıdan kaçar.

Когда бедность стучит во входную дверь, любовь убегает через чёрный ход.

Tom'un Mary ile ilgili sevgi dolu anıları var.

У Тома самые тёплые воспоминания о Мэри.

- Sevgi, yaşamı kolaylaştırıyor.
- Aşk, hayatı daha çekilir kılıyor.

Любовь облегчает жизнь.

- Önemli olan sevgi.
- Bütün mesele sevmek ve sevilmek.

Любовь - это всё, что имеет значение.

Keyif, sevgi ve karşılıklı destek için bir kaynak olabilir.

источником радости, любви и взаимной поддержки.

"Şu an bu insanlara sevgi ve saygıyla davranmaya başlayın.

«Начните относиться к тем людям с любовью и уважением прямо сейчас.

Mizah olmadan hayat çekilmez olurdu. Bu sevgi için de geçerlidir.

Без юмора жизнь была бы невыносимой. Без любви тоже.

Sen asla Mary'den daha nazik, daha sevgi dolu bir kişiyle tanışmayacaksın.

Вам не найти человека более доброго и любящего, чем Мэри.

- Hiçbir şey sevgi kadar değerli değildir.
- Hiçbir şey aşk kadar değerli değildir.

- Нет ничего ценнее любви.
- Нет ничего дороже любви.

Sevgi cevaptır. Ancak cevabı beklerken seks, bazı oldukça iyi sorular ortaya çıkarmaktadır.

Любовь - это ответ. Но пока вы ждёте ответа, секс поднимает некоторые довольно интересные вопросы.

- Sevgi sahte olabilir, ama nefret gerçektir.
- Aşk yalan olabilir, ama nefret gerçektir.

Любовь может быть ложью, однако ненависть правдива.

Rusçada "okşamak, sevgi" ile "bayağı gelincik" sözcükleri eşsesli ve muhtemelen etimolojik olarak ilişkilidirler.

В русском слова «ласка» (нежность) и «ласка» (животное) — омонимы и, возможно, родственны этимологически.

Önümüzdeki yıllarda Davout için sevgi dolu bir evlilik ve büyük bir güç kaynağı oldu.

Это оказалось любовным браком и большим источником силы для Даву на долгие годы.

Erkekler ve kadınlar arasında arkadaşlık olamaz. Tutku, düşmanlık, aşk, aşırı sevgi olabilir ama dostluk asla.

Между мужчиной и женщиной невозможна дружба. Есть страсть, вражда, обожание, любовь, но не дружба.

Her kim ki içinde sevgi olsun, o Tanrı'dadır ve Tanrı da ondadır çünkü Tanrı sevginin kendisidir.

Кто в любви, тот в боге и бог в нем, потому что бог есть любовь.

Gündüze ait olan bizlerse, iman ve sevgi zırhını kuşanıp başımıza miğfer olarak kurtuluş umudunu giyerek ayık duralım.

Мы же, будучи сынами дня, да трезвимся, облекшись в броню веры и любви и в шлем надежды спасения.