Translation of "Renkli" in Russian

0.004 sec.

Examples of using "Renkli" in a sentence and their russian translations:

Kitap menekşe renkli.

Книга фиолетовая.

At siyah renkli mi?

- Лошадь черная?
- Лошадь чёрная?

Kadınlar renkli şemsiyeleri severler.

Женщинам нравятся разноцветные зонтики.

Benim bilgisayarım gri renkli.

Мой компьютер серый.

Renkli televizyonumuz bile var.

У нас есть даже цветное телевидение.

Renkli kalemlere ihtiyacım var.

Мне нужны цветные карандаши.

Senin kedilerinin hepsi gri renkli.

- Все твои кошки серые.
- У тебя все кошки серые.
- У вас все кошки серые.

Senin kalemin çok koyu renkli.

- Твой карандаш очень тёмный.
- Ваш карандаш очень тёмный.

Mavi renkli bir pasta istiyorum.

Я хочу синий торт.

Mary'nin çok renkli tırnakları var.

- У Мэри разноцветные ногти.
- У Мэри разноцветные ногти на руках.

Onlar özellikle renkli duvar resimleridir.

- Это особенно красочные фрески.
- Это особенно красочная настенная роспись.

Çeşme çok renkli ışıklarla aydınlatılıyor.

Фонтан подсвечен разноцветными огоньками.

Onun, kahve renkli ayakkabıları var.

У него есть туфли кофейного цвета.

Şüphelinin koyu renkli saçları var.

У подозреваемого тёмные волосы.

Tukanların büyük, renkli gagaları vardır.

У туканов большие яркие клювы.

O kayısı renkli bir elbise giydi.

На ней было абрикосовое платье.

O koyu renkli bir kazak giymişti.

На нём был тёмный свитер.

Bu çok renkli çoraplar el örgüsüdür.

Эти разноцветные носки связаны вручную.

Elbiseniz cenaze töreni için çok renkli.

Твоё платье слишком цветастое для похорон.

Hint bayrağına üç renkli bayrak denir, çünkü safran, beyaz ve yeşil, üç renkli çizgileri var.

Индийский флаг называется трёхцветным, потому что на нём полосы трёх цветов - шафранного, белого и зелёного.

Işığa duyarlılık uğruna renkli görmeyi feda etmişlerdir.

Цветное зрение уступило светочувствительности...

Erkek tavus kuşunun renkli kuyruk tüyleri vardır.

У самца павлина пёстрые перья на хвосте.

Arkadaşım sarı renkli bir araba satın aldı.

Мой друг купил машину жёлтого цвета.

Mary bir çift çok renkli çorap ördü.

Мэри связала пару разноцветных носков.

Tom bugün mavi renkli bir kazak giyiyor.

Том сегодня в синем свитере.

Tom'un gözlerinin altında koyu renkli halkalar vardır.

У Тома под глазами тёмные круги.

İkincisinde, tek renkli olan renk paletini tamamen değiştirdim.

На второй я изменила всю монохромную палитру.

Masada renkli çiçeklerle duran beyaz bir vazo var.

На столе стоит белая ваза с пёстрыми цветами.

Onun açık renkli bir cilt ve saçı vardır.

У неё светлая кожа и светлые волосы.

En koyu renkli inek bile yalnızca beyaz süt verir.

Даже самая чёрная корова даёт только белое молоко.

Siyah beyaz olan dönemler aslında en renkli dönemlermiş, bunu fark ettim.

Я заметил, что чёрно-белое время на самом деле было самым ярким временем.

Biri beyaz ve biri siyah renkli iki küçük sincap, büyük bir ormanda yaşadı.

Две белочки, белая и чёрная, жили в большом лесу.

- Birçok Türk kadını kırmızı renkli başörtüsü takmayı sever.
- Birçok Türk kadını kırmızı renkli başörtüsü giymeyi sever.
- Birçok Türk kadını kırmızı bir başörtüsü takmayı sever.
- Birçok Türk kadını kırmızı bir başörtüsü giymeyi sever.

Большое количество турецких женщин любят носить красный хиджаб.

Pek çok hayvan meyve bulmak için renkli görüşten faydalanır. Görmek iyice zorlaşmadan önce son kez yemek gerek.

Многие животные полагаются на цветное зрение, чтобы искать плоды. Время последней трапезы до того, как перестанешь видеть.