Translation of "Yetersiz" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Yetersiz" in a sentence and their portuguese translations:

Ödeme yetersiz.

O salário é insuficiente.

Tom yetersiz.

Tom é incompetente.

Bu, yetersiz.

Isso é inadequado.

Ted İngilizce öğretmekte yetersiz.

Ted é incompetente para ensinar inglês.

Kelimeler onu anlatmaya yetersiz kaldı.

Lhe faltaram palavras.

- Kelimeler onu açıklayamaz.
- Kelimeler yetersiz kalır.

Palavras não o podem descrever.

Tabi bu olaydan sonra hastane sayımızın yetersiz olduğu görülünce

Obviamente, após esse evento, quando o número do nosso hospital for insuficiente

Yarım milyon çocuk Nijer'de hâlâ yetersiz beslenme ile karşı karşıyadır.

Meio milhão de crianças ainda enfrentam desnutrição no Níger.

- Sözlerin yetersiz kaldığı durumlarda müzik konuşur.
- Sözün bittiği yerde müzik konuşur.

Onde as palavras falham, a música fala.

Tom'un yetersiz uyuması şaşılacak bir şey değil; o, günde on iki fincana kadar kahve içer.

Não me admira que Tom ande dormindo mal; ele bebe até doze xícaras de café por dia.