Translation of "Uzaktan" in Portuguese

0.010 sec.

Examples of using "Uzaktan" in a sentence and their portuguese translations:

Adayı uzaktan görebilirsin.

- Você pode ver a ilha ao longe.
- Dá para ver a ilha ao longe.

Bana uzaktan kumandayı uzat.

Passa-me o controle da televisão.

Tom uzaktan kumandayı aldı.

Tom pegou o controle remoto.

Çocukların kahkahası uzaktan duyulabiliyordu.

- O riso das crianças podia ser ouvido à distância.
- A risada das crianças podia ser ouvida à distância.

Mümkün olduğunca uzaktan çalışın.

Trabalhe remotamente, quando possível.

Onu zaten uzaktan görmüştüm.

- Eu o avistara já de longe.
- Eu já o tinha avistado de longe.

O, ona uzaktan akrabadır.

Ela é parente distante dele.

Tom Mary'ye uzaktan kumandayı uzattı.

Tom entregou o controle remoto a Mary.

TV uzaktan kumandası kanepenin altında.

O controle remoto da TV está debaixo do sofá.

Tom benim uzaktan bir akrabam.

O Tom é um parente distante meu.

Uzaktan birinin bana seslendiğini duydum.

Ouvi alguém me chamar de longe.

Görünüşüne rağmen... ...aslında uzaktan bir akrabamızdır.

Apesar do seu aspeto, na verdade, é um parente afastado do ser humano...

uzaktan uzağa ekolojinin devam edebilmesi için

para continuar a ecologia de longe

Aslında İslamiyetle uzaktan yakından alakası yoktur

na verdade, não tem nada a ver com o islã

Koronavirüs önlemleri çatısında uzaktan eğitime başlandı

educação a distância começou no topo das medidas de coronavírus

Google'a biraz daha şöyle uzaktan baktığımızda

Quando olhamos para o Google um pouco mais de longe,

Bronz heykel uzaktan oldukça güzel görünüyor.

A estátua de bronze parece muito bonita a certa distância.

- Uzaktan bakınca bu dağ Fuji dağı gibi görünüyor.
- Uzaktan bakınca bu dağ Fuji dağına benziyor.

Vista de longe, esta montanha parece com o Monte Fuji.

Uzaktan kumandayı alın ve bir karar verin.

Pegue no comando e tome uma decisão.

Uzaktan kumandanızı alın ve bir karar verin.

Pegue no comando e tome uma decisão.

Medya ile uzaktan yakından alakası bile yok

nem mesmo intimamente relacionado à mídia

Kanepenin altında bir TV uzaktan kumandası var.

Há um controle remoto debaixo do sofá.

Uzaktan bakıldığında, kaya insan yüzü gibi görünüyordu.

- Vista de longe, a rocha se parecia com um rosto humano.
- Vista de longe, a rocha se assemelhava a um rosto humano.

Uzaktan bakıldığında pek çok şey hoş görünecektir.

Se você olhar de longe, a maioria das coisas vão parecer bonitas.

Uzaktan kumandanızı alın ve hemen bir karar verin.

Pegue no comando e tome uma decisão rapidamente.

Hadi, uzaktan kumandanızı alın ve bir karar verin.

Pegue no comando e tome uma decisão.

Uzaktan bakıldığında, kaya, çömelen bir insan figürüne benziyor.

Vista de longe, a rocha parece uma figura humana de cócoras.

Yani kısacası teknolojiyle uzaktan yakından herhangi bir alakamız yok

então, resumindo, não temos nada a ver com tecnologia

Uzaktan bakıldığında, büyük kaya eski bir kale gibi görünüyor.

Vista de certa distância, a rocha grande parece um velho castelo.

- Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.
- Davulun sesi uzaktan hoş gelir.

A grama do vizinho é sempre mais verde.

- Hava açıkken Fuji Dağı uzak mesafeden görülebiliyor.
- Hava açıkken Fuji dağını uzaktan görebiliriz.

Em um dia claro, é possível ver o monte Fuji a distância.