Translation of "Gelmeyi" in Portuguese

0.003 sec.

Examples of using "Gelmeyi" in a sentence and their portuguese translations:

Buraya gelmeyi severdin.

Você adorava vir aqui.

Işe gelmeyi seçerler.

o incentivo é ir pra casa.

- Tom okula gelmeyi durdurdu.
- Tom okula gelmeyi bıraktı.

Tom parou de vir à escola.

Tom gelmeyi kabul etti.

Elas aceitaram vir.

Ben buraya gelmeyi seviyorum.

Eu amo vir aqui.

- Bizimle gelmeyi tercih eder misin?
- Bizimle gelmeyi mi tercih eder misin?

Você prefere vir conosco?

Tom bizimle gelmeyi planlıyor mu?

O Tom está planejando vir conosco?

Onu görmezden gelmeyi tercih ediyorum.

Eu escolho ignorar isso.

Daha fazla görmezden gelmeyi reddediyorum.

Eu me nego a ser ignorado por mais tempo.

Tom ne zaman gelmeyi planlıyor?

Tom sabia que não era uma boa ideia fazer isso.

- Boston'a yakında gelmeyi düşünüyorum.
- Boston'a yakında gelmeyi planlıyorum.
- Kafamda yakında Boston'a gelmek var.

- Eu planejo ir para Boston em breve.
- Planejo ir para Boston em breve.

Tom'un ne zaman gelmeyi planladığını bilmiyorum.

Eu não sei quando o Tom planeja chegar.

O her zaman zamanında gelmeyi garantiye alır.

Ele sempre faz tudo para chegar no horário.

Telefon tekrar çalarsa, onu duymazdan gelmeyi planlıyorum.

Se o telefone tocar de novo, minha intenção é de ignorá-lo.

Tom'a izin almadan buraya gelmeyi sürdüremeyeceğini açıklamaya çalışıyorum.

Eu tenho tentado explicar ao Tom que ele não pode entrar aqui sem permissão.

Ne zaman buraya gelmeyi planladığını Tom'a sormayı unuttum.

Eu esqueci de perguntar ao Tom a que horas ele planejava chegar aqui.

Tom'un ne zaman buraya gelmeyi planladığını tam olarak bilmiyorum.

Eu não sei exatamente quando o Tom planeja chegar aqui.

Tom ve arkadaşları bir araya gelmeyi ve müzik çalmayı seviyor.

Tom e os amigos dele amam se juntar e tocar música.

Tom'un geri gelmeyi isteyeceği konusunda seni bu kadar emin yapan nedir?

O que te dá tanta certeza de que o Tom vai querer voltar?

Tom'un sürekli tartışması onun sınıf arkadaşlarından bazılarını kızdırmaktadır. Fakat, sınıfın çoğu onu görmezden gelmeyi henüz öğrendi.

As constantes discussões de Tom irritam alguns de seus companheiros. No entanto, a maioria da classe já aprendeu a ignorá-lo.

- Seninle burada karşılaşacağımı hiç beklemezdim.
- Seni burada bulmayı hiç beklemezdim.
- Sana burada denk gelmeyi hiç beklemezdim.

Nunca imaginei te encontrar aqui.