Translation of "Edeceğini" in Portuguese

0.114 sec.

Examples of using "Edeceğini" in a sentence and their portuguese translations:

Yardım edeceğini söyledin.

Você disse que ajudaria.

Kabul edeceğini düşünüyorum.

- Eu acho que você concorda.
- Eu acho que você concordaria.

Kabul edeceğini biliyordum.

Eu sabia que ele aceitaria.

Nasıl dua edeceğini öğretebilirim.

Eu posso te ensinar a rezar.

Onun kabul edeceğini biliyorum.

Eu sei que ele vai concordar.

Tom yardım edeceğini söyledi.

Tom disse que ajudaria.

Bize yardım edeceğini umuyorum.

Espero que ele nos ajude.

Patronumun planımı kabul edeceğini umuyorum.

Espero que meu chefe concorde com meu plano.

Onun bize yardım edeceğini umuyorum.

Espero que ele nos ajude.

O bana yardım edeceğini söyledi.

Ele disse que me ajudaria.

Tom'un onu kabul edeceğini sanmıyorum.

Eu não acho que Tom concordaria com isso.

Onun bana yardım edeceğini umuyorum.

Espero que ela me ajude.

Tom'un yardım edeceğini düşünüyor musun?

Você acha que Tom ajudaria?

Tom bana yardım edeceğini söyledi.

Tom disse que ia me ajudar.

Tom bize yardım edeceğini söyledi.

Tom disse que você nos ajudaria.

Bize yardım edeceğini söyledin, Tom.

Você disse que nos ajudaria, Tom.

Kendini nasıl kontrol edeceğini öğrenmelisin.

Você deve aprender a se controlar.

Tom nasıl dans edeceğini bilmiyor.

Tom não sabe dançar.

- Suzy, Tom'un ona çıkma teklif edeceğini umuyor.
- Suzy Tom'un çıkma teklif edeceğini umuyor.

Suzy espera que Tom peça para sair com ela.

Tom'un bize yardım edeceğini düşünüyor musun?

- Você acha que Tom vai nos ajudar?
- Você acha que Tom nos ajudará?

Tom bize nasıl yardım edeceğini biliyor.

Tom sabe como nos ajudar.

Tom Mary'nin intihar edeceğini asla düşünmedi.

Tom nunca pensou que Maria cometeria suicídio.

Tom bize yardım edeceğini hiç söylemedi.

Tom nunca disse que iria nos ajudar.

Bize kimin yardım edeceğini merak ediyorum.

Quem será que vai nos ajudar?

O, bilgisayarları nasıl tamir edeceğini bilir.

Ele sabe consertar computadores.

Tom arabasını nereye park edeceğini bilmiyordu.

Tom não sabia onde estacionar o carro dele.

Başkanı ülkesi için mücadele edeceğini söyledi.

O presidente disse que lutará pelo seu país.

Başkan halkı için mücadele edeceğini söyledi.

O presidente disse que lutará pelo seu povo.

Tom'un hatalı olduğunu kabul edeceğini sanmıyorum.

Eu não creio que o Tom vá admitir que ele está equivocado.

Tom'un davetimi kabul edeceğini düşünüyor musun?

Você acha que Tom aceitará o meu convite?

Tom Mary'nin ona yardım edeceğini umuyor.

Tom espera que Mary o ajude.

Tom Mary'ye nasıl teşekkür edeceğini bilmiyordu.

Tom não sabia como agradecer a Mary.

Tom bana istifa edeceğini hiç söylememişti.

Tom nunca me disse que iria renunciar.

Tom ona kimin yardım edeceğini düşünüyor?

Quem o Tom acha que vai ajudá-lo?

Tom bana bana yardım edeceğini söyledi.

Tom me disse que me ajudaria.

Tom Mary'nin onu terk edeceğini düşünmüyordu.

O Tom não achava que a Mary o deixaria.

E-mail kutusunu nasıl kontrol edeceğini biliyor.

Ele sabe como checar sua caixa de correio eletrônico.

Guguklu saatleri kum saatlerine tercih edeceğini sanıyordum.

Eu achava que preferias os relógios de cuco aos relógios de areia.

- Onaylayacağını düşünüyorum.
- Beğeneceğini düşünüyorum.
- Kabul edeceğini düşünüyorum.

- Eu acho que você vai aprovar.
- Acho que você vai aprovar.

Tom bile Fransızcada nasıl teşekkür edeceğini bilmiyordu.

Tom nem sequer sabe como dizer "obrigado" em francês.

Tom her zaman Mary'den nefret edeceğini söyledi.

Tom disse que sempre detestará Maria.

Mary her zaman Tom'dan nefret edeceğini söyledi.

Maria disse que sempre detestará Tom.

Tom kaç bardak şeker ilave edeceğini bilmiyordu.

Tom não sabia quantas xícaras de açúcar adicionar.

Annem hep, yakında beni ziyaret edeceğini söyler.

Minha mãe sempre diz que vai me visitar logo.

Sanırım Tom onu nasıl tamir edeceğini biliyor.

Eu acho que o Tom sabe consertar isso.

Tom, Mary'ye nasıl dans edeceğini öğretmeye çalıştı.

Tom tentou ensinar Maria a dançar.

Tom Mary'nin bunu yapmayı kabul edeceğini umuyor.

Tom espera que a Mary concorde com isso.

O, kız kardeşleriyle birlikte Jack'i ziyaret edeceğini söyledi.

Ela disse que iria visitar Jack com as suas irmãs.

Tom'un Mary'yi onunla evlenmesine nasıl ikna edeceğini düşünüyorsun?

Como você acha que o Tom convencerá a Mary a casar com ele?

Tom bana ihtiyacım olanı almama yardım edeceğini söyledi.

Tom disse que ele me ajudaria a conseguir o que eu preciso.

Annem her zaman yakında beni ziyaret edeceğini söylüyor.

Minha mãe sempre diz que vai me visitar logo.

Tom Mary'nin Boston'a ne zaman hareket edeceğini bilmiyor.

O Tom não sabe quando a Mary vai para Boston.

Tom Mary'nin aşkını ve sevgisini nasıl kabul edeceğini bilmiyordu.

Tom não sabia receber o amor e a afeição de Maria.

Yemek sırasında İsa onlara içlerinden bir tanesinin ihanet edeceğini söylüyor

Durante a refeição, Jesus diz a eles que um deles os trairá.

Birliklerinin yaşamak için mücadele edeceğini bilmek bu fakir bölgedeki topraklardan

Sabendo que suas tropas lutariam para viver fora da terra nesta região empobrecida,

- Nasıl dans edeceğini sana kin söyledi.
- Sana dans etmeyi kim öğretti?

Quem te ensinou a dançar?

- Seni neyin ferahlatacağını biliyorum.
- Seni neyin keyiflendireceğini biliyorum.
- Seni neyin mutlu edeceğini biliyorum.
- Sizi neyin neşelendireceğini biliyorum.
- Sizi neyin keyiflendireceğini biliyorum.

Eu sei o que irá te animar.