Translation of "Din" in Portuguese

0.007 sec.

Examples of using "Din" in a sentence and their portuguese translations:

- Din kitlelerin afyonudur.
- Din insanların afyonudur.

A religião é o ópio do povo.

Din insanların afyonudur.

A religião é o ópio do povo.

Din kitlelerin afyonudur.

A religião é o ópio do povo.

Din sıradan insanların metafiziğidir.

A religião é a metafísica da gente simples.

Her din cinayeti yasaklar.

- Todas religiões proíbem o assassinato.
- Toda religião proíbe o assassinato.

Bilim bir din değildir.

- A ciência não é uma religião.
- Ciência não é religião.

din tüccarlarının elinde oyuncak olması

comerciantes religiosos com brinquedos nas mãos

Onlar din özgürlüğü için savaştılar.

- Eles lutaram pela liberdade de religião.
- Eles lutaram pela liberdade religiosa.

Biz din hakkında hiç konuşmadık.

Nós nunca tivemos oportunidade de falar sobre religião.

Bu ülkede din özgürlüğü yok.

Não há liberdade de religião neste país.

Ağalık sistemi başlık parası din tüccarları

o dinheiro do sistema religioso comerciante

Futbol bu ülkede bir din gibidir.

O futebol é qual uma religião neste país.

Din ve felsefe arasındaki fark nedir?

Qual é a diferença entre religião e filosofia?

Amerika'da birçok din var, mormonluk dahil.

Na América existem muitas religiões, entre as quais o mormonismo.

Diğerlerinden farklı olarak din dışı olarak görünmez

Ao contrário de outros, não parece não-religioso

Din, Orta Çağ'da önemli bir rol oynamıştır.

A religião teve um papel importante na idade média.

Dinsiz bilim topal, bilimsiz din ise kördür.

A ciência sem religião é capenga, a religião sem ciência é cega.

ABD'de din özgürlüğü Haklar Bildirisinin teminatlarından biridir.

Nos EUA, liberdade de religião é uma das garantias da Declaração de Direitos.

Din adamı saatlerce diz çökmüş olarak kaldı.

O religioso permaneceu ajoelhado durante horas.

Dua veya sureler okumak din dışı olarak görülür

ler orações ou suras é visto como irreligioso

Bilim birçok şeyi açıklar ama din asla açıklayamazdı.

- A ciência explicou muitas coisas que a religião jamais pôde explicar.
- A ciência explica muitas coisas que a religião jamais poderia explicar.

Din ve siyasetle ilgili tartışmadan kaçınsan iyi olur.

É melhor evitar discussão sobre religião e política.

Din, insan zayıflığının veya insan bilgisinin sınırlılığının sonucudur.

A religião é produto da fraqueza humana ou da limitação do conhecimento humano.

Budizm bir din midir yoksa bir felsefe mi?

O budismo é uma religião ou uma filosofia?

Din ve bilim arasında büyük bir anlaşmazlık vardır.

Há um grande conflito entre religião e ciência.

Din pek çok insan için tartışmalı bir konudur.

Religião é um tema polêmico para muitas pessoas.

Yüz tane versiyonu olsa bile tek bir din vardır.

Só há uma religião, embora dela exista uma centena de versões.

Bu iki din arasındaki çok farklı bir düşünme tarzı.

É muito distinta a forma de pensamento entre as duas religiões.

İslam yalnızca bir din değildir. O bir yaşam biçimidir.

O Islã não é apenas uma religião. É um modo de vida.

- Fadıl, İslam'da din ve ileri bilimin el ele verebileceğini buldu.
- Fazıl İslam'da din ve modern bilimin birbiriyle uyumlu olabileceğini fark etti.

Fadil descobriu que no Islã a religião e a ciência avançada podem caminhar lado a lado.

Din, ahlak ile eş anlamlı olsa, Brezilya dünyada en bozulmamış ülke olur.

Se religião fosse sinônimo de moralidade, o Brasil seria o país mais incorrupto do mundo.

Hristiyanlık Ermenistan'a birinci yüzyılın başında geldi ve 301 yılında resmi din oldu.

O cristianismo chegou à Armênia no início do primeiro século e tornou-se religião oficial no ano 301.

Din çok bireyseldir. Neredeyse herkesin gerçekten kendi dini vardır. Dindeki bütünlük bir kurnazlıktır.

A religião é algo muito pessoal. Quase todo mundo tem na verdade sua própria religião. Coletividade em religião é um artifício.

Herkesin, fikir, vicdan ve din hürriyeti hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir.

Toda pessoa tem direito à liberdade de pensamento, consciência e religião; este direito inclui a liberdade de mudar de religião ou crença e a liberdade de manifestar essa religião ou crença, pelo ensino, pela prática, pelo culto e pela observância, isolada ou coletivamente, em público ou em particular.