Translation of "Dış" in Portuguese

0.003 sec.

Examples of using "Dış" in a sentence and their portuguese translations:

Japonya dış ticarete bağlıdır.

O Japão depende do comércio exterior.

Dış yüzeyindeki buzul erimeye başlıyor

a geleira em sua superfície externa começa a derreter

Dış uzayda yaşam var mı?

Será que há vida extraterrestre?

Benim evim kentin dış mahallelerinde.

Minha casa é na periferia da cidade.

Kissinger dış ilişkiler konusunda bir uzmandı.

Kissinger era um especialista em relações exteriores.

İç güzellik, dış güzellikten daha önemlidir.

Mais vale ser linda por dentro do que por fora.

Bizi dış ögelerden en iyi ne koruyabilir?

O que vai oferecer-me mais proteção contra o clima?

Hindistan'ın mücevherleri ve dış deniz - hepsi senin!

as jóias da Índia e o mar longínquo - todos vossos!

Dış ilişkilerde bir kariyerle ilgileniyorsun, değil mi?

Você tem interesse em uma carreira em relações internacionais, não tem?

Akreplerin dış iskeletini kaplayan ince bir katman vardır.

Os escorpiões têm uma camada fina sobre o exoesqueleto,

Akreplerin dış iskeletlerini kaplayan ince bir katman vardır.

Os escorpiões têm uma camada fina sobre o exoesqueleto,

Onun en dış çevresini ise yer kabuğu çevreliyor

a crosta externa é cercada pela crosta terrestre

Vücut ısılarına dış ortama göre ayarlayıp bir köşeye çekilip

ajustando a temperatura do corpo de acordo com o ambiente externo e fazendo uma curva

Duvarın iç kısmı beyaz, dış kısmı ise yeşil renkte.

A parede é branca por dentro e verde por fora.

- İnsanı dış görünüşüne göre yargılamayın.
- Bir kitabı kapağına göre yorumlama.

Não julgue um livro pela capa.

Bu tüylü bir çöl akrebi ve dış iskeletinin nasıl parladığına baksanıza.

É um peludo escorpião do deserto, e veja como o exoesqueleto fica iluminado.

Evde kalmak, kendinizi izole etmek ve dış dünyayla sıfır kontakta bulunmak.

Fique em casa, isole-se e tenha zero contato com o mundo exterior.

Taşlar kaydırılarak tepeye kadar çıkarılıyordu inşaat bittikten sonra ise en dış sarmal kısım yıkılarak bugün ki halini alıyor

as pedras foram deslocadas para o topo da colina e, após o término da construção, a parte mais externa da espiral foi destruída e se tornou o que é hoje.