Translation of "Ayağa" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Ayağa" in a sentence and their portuguese translations:

- O, ayağa kalktı.
- Ayağa kalktı.

Ele se levantou.

Ayağa kalk!

- Levante-se!
- De pé!

Ayağa kalkamam.

Eu não posso levantar.

Ayağa kalk.

Levante-se!

Ayağa kalkmayın.

- Não se levante.
- Não levante.

Adam ayağa kalktı.

O homem ficou de pé.

Ayağa kalk, lütfen.

- Fique de pé, por favor.
- Levante-se, por favor.

Hepimiz ayağa kalktık.

Todos ficamos de pé.

Ayağa kalkabilir misin?

- Pode ficar de pé?
- Você consegue ficar de pé?

Otur! Ayağa kalkma.

Sente-se! Não se levante.

Ayağa kalk, Tom.

Levante-se, Tom.

Ayağa kalkın çocuklar!

De pé, crianças!

- Seninle konuşurken ayağa kalk!
- Ben sizinle konuşurken ayağa kalkın!

Levante-se quando eu estou falando com você.

Gözlerindeki yaşlarla ayağa kalktı.

Ela se pôs de pé com lágrimas nos olhos.

O ayağa kalkmaya çalıştı.

Ele tentou se levantar.

Konuşmak için ayağa kalkmalısınız.

Você deve se levantar para falar.

John Mary'yi ayağa kaldırdı.

O John fez a Mary se levantar.

Ayağa kalkmana gerek yok.

- Vocês não precisam se levantar.
- Você não precisa se levantar.

Adınız çağrıldığında ayağa kalkın.

Levante-se quando seu nome for chamado.

Ayağa kalkabilir misiniz, lütfen?

Você pode se levantar, por favor?

Onu görünce ayağa kalktı.

Ao ver aquilo, ele se levantou.

Tom'un köpeği ayağa kalktı.

O cachorro de Tom se levantou.

Kazayla ayağa kurşun sıktım.

Eu acidentalmente dei um tiro na perna.

Tom ayağa kalktı ve alkışladı.

Tom levantou-se e aplaudiu.

- Tom kalkamaz.
- Tom ayağa kalkamıyor.

Tom não consegue se levantar.

Tom'un ayağa kalkmasına yardım ettim.

Ajudei Tom a se levantar.

Telefona cevap vermek için ayağa kalktı.

Ela se levantou para atender o telefone.

O, odaya girdiğinde o ayağa kalktı.

Quando ela entrou na sala, ele se levantou.

Tom ayağa kalkmaya çalıştı ama beceremedi.

Tom tentou se levantar, mas não conseguiu.

Tom ayağa kalktı ve odadan çıktı.

Tom levanto-se e saiu da sala.

Aniden, genç bir kadın ayağa kalktı.

De repente, uma jovem moça se levantou.

Ayağa kalk ve kendini tanıt lütfen.

Levante-se e apresente-se, por favor.

Tom ayağa kalktı ve bardan çıktı.

Tom levantou-se e saiu do bar.

Ayağa kalktı ve pencereye doğru yürüdü.

Ela se levantou e caminhou até a janela.

Tom şarkı söylemek için ayağa kalktı.

- Tom levantou-se para cantar.
- Tom se levantou para cantar.

Lütfen otobüs tamamen duruncaya kadar ayağa kalkma.

Por favor permaneça sentado até que o ônibus pare completamente.

Örgüsünü bir kenara koydu ve ayağa kalktı.

- Ela pôs o seu tricô de lado e se levantou.
- Ela deixou o seu tricô de lado e se levantou.

Tom'un bacağı uyuşmuştu bu yüzden ayağa kalkamadı.

Tom ficou com as pernas dormentes e não conseguiu levantar.

Yürümeye başlayan çocuk ilk ayağa kalktığında yalpaladı.

A criança bamboleou quando ficou de pé pela primeira vez.

Senin için ayağa kalktım ve beni görmezden geldin.

- Eu fiquei do seu lado e você me ignorou.
- Eu apoiei-te e tu ignoraste-me.

Hala şiiri okurken ayağa kalkar ama son dizeyi tamamlamaz.

Ele morre de pé ainda recitando o poema, mas não completa a última linha.

- Lütfen oturun.
- Lütfen oturmuş biçimde kalın.
- Lütfen oturmaya devam edin.
- Lütfen ayağa kalkmayın.

Por favor, permaneça sentado.

Etmelerini yasaklayan kendi kodlarına sahip olan Jomsvikingler - örneğin bir tanesi başlarının kesilmesi için diz çökmeyeceğini söyledi, ayağa kalkmakta ve önden başlarının kesilmesinde

de expressar medo a qualquer momento - um deles por exemplo disse que não se ajoelharia