Translation of "Yerin" in Polish

0.003 sec.

Examples of using "Yerin" in a sentence and their polish translations:

Yerin kulağı var.

Mury mają uszy.

Metrolar yerin altında gider.

Metro jeździ pod ziemią.

Olduğum gibi yerin içine gireceğim

Pogrzebią mnie taką, jaka jestem,

Ama aslında tarantulalar yerin altında yaşarlar.

ale w rzeczywistości żyją one w norach pod ziemią.

Koşucu yerin içindeki deliğin üzerinden zıpladı.

Biegacz przeskoczył przez dziurę w ziemi.

Tom Mary ile tanıştığı yerin adını hatırlayamadı.

Tom nie mógł zapamiętać nazwy tego miejsca, gdzie poznał Mary.

Çiftleşme sona erdi. Yumurtalarını bırakmak için yerin altına gidiyor.

Po wszystkim ona zmierza pod ziemię złożyć jajeczka...

yerin altındaki yılan çukurlarına ve saklanacak bir sürü yer olan

podziemnych gniazd węży i starych, opuszczonych osad

Ve kendimi ait olduğum yerin orası olduğu düşüncesiyle baş başa buldum

Pomyślałam, że to jest moje miejsce,

Bakın ne diyeceğim, uzun süre yerin altında kalma konusunda pek iyi değilim.

Przyznam się, że nie lubię być w podziemiach zbyt długo.

- Hiçbir yerin ortasında değiliz.
- Kimsenin yaşamadığı, şehirden uzakta bir yerdeyiz.
- Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdeyiz.
- Dağ başındayız.
- Kör itin öldüğü yerdeyiz.

Jesteśmy na kompletnym odludziu.

- Bu kapı size hep açık.
- Size kapımız daima açık.
- Her zaman başımızın üstünde yeriniz var.
- Sana kapım daima açık.
- Her zaman başımın üstünde yerin var.

Jesteś tu zawsze mile widziany.