Translation of "Ders" in Polish

0.005 sec.

Examples of using "Ders" in a sentence and their polish translations:

Acı bir ders.

Bolesna lekcja.

Ders de uyudum.

Zasnąłem na lekcji.

Burada ders çalış.

Tu się ucz.

Ben ders veriyorum.

Uczę.

Ders kitaplarını nereden alırız?

Gdzie dostaniemy podręczniki?

Ders kitabını dikkatle okumalısın.

Musisz dokładnie przeczytać podręcznik.

Bu en sevdiğim ders.

- To mój ulubiony temat.
- To mój ulubiony przedmiot.

Monika çok ders çalışıyor.

Monika naprawdę dużo się uczy.

- O çalışıyor.
- Ders çalışıyor.

Uczy się.

O, ders sırasında uyuyakaldı.

Zasnął na lekcji.

Bugün hiç ders yok.

Dzisiaj nie ma lekcji.

Ders sırasında çok sıkıldı.

W czasie wykładu bardzo się nudziła.

Bu iyi ders kitabıdır.

To dobry podręcznik.

İkinci ders çok kolaydır.

Druga lekcja jest bardzo prosta.

Ağustosta hiç ders yok.

W sierpniu nie ma lekcji.

Ders çalışmaktan nefret ediyorum.

Nie znoszę się uczyć.

İkinci ders çok basittir.

Druga lekcja jest bardzo prosta.

Bu kimin ders kitabı?

Czyj to podręcznik?

Daha fazla ders çalışmalısın.

Powinieneś się więcej uczyć.

Tom, cumartesileri ders çalışır.

Tom uczy się w soboty.

Buradan çıkarılacak büyük ders şu,

Główny wniosek jest taki,

Ben edebiyat üzerine ders vereceğim.

Wykładać literaturę.

Ders saat 8'de başlar.

Wykład rozpoczyna się o ósmej.

Ona bir ders öğretmen gerekiyor.

Musisz dać jej nauczkę!

Çok ders çalışmak zorunda kalacaksın.

Będziesz musiał się dużo uczyć.

Hiç gürültü yapmayın, ders çalışıyorum.

Nie hałasuj, uczę się.

Sınavımız için ders çalışmak zorundayız.

Musimy się uczyć na egzamin.

Ders çalışmadan önce televizyon izler.

- Przed nauką ogląda telewizję.
- Ogląda telewizję zanim zacznie się uczyć.

Melanie şu anda ders çalışıyor.

Teraz Melanie się uczy.

Bu iyi bir ders kitabı.

To dobry podręcznik.

Tom ders kitabını arabada bıraktı.

Tom zostawił w samochodzie swój podręcznik.

- Ders çalışmayı sevmem.
- Ben eğitimi sevmiyorum.

Nie lubię się uczyć.

Buradaki öğrenciler ders kitaplarını ücretsiz alırlar.

Tutejsi studenci otrzymują podręczniki za darmo.

Sanırım bugün hiç ders olmadığını biliyorsunuz.

Rozumiem, że wiesz, że dziś nie ma lekcji.

İlk ders için zaten ödeme yaptım.

Już zapłaciłem za pierwszą lekcję.

- Eğitim almak istemiyorum.
- Ders çalışmak istemiyorum.

Nie chcę się uczyć.

Ancak bunlar, çoğunlukla ders kitaplarından öğrenilen beceriler

Ale tych umiejętności nauczyli się tutaj głównie z podręczników,

Bu ders hakkında hiç sorun var mı?

- Masz jakieś pytania odnośnie tej lekcji?
- Czy macie jakieś pytania odnośnie tej lekcji?

Önümüzdeki haftadan itibaren yeni ders kitabını kullanacağız.

Od przyszłego tygodnia będziemy używać nowego podręcznika.

Tom'un masasında bir yığın ders kitabı var.

Tom ma stertę podręczników na swoim biurku.

Sık sık olduğu gibi o ders boyunca uyudu.

Przespał całą lekcję, jak to często bywa.

- Ders çalışmak için çok yorgundu.
- Çalışamayacak kadar yorgundu.

Był zbyt zmęczony, aby się uczyć.

Endişelenmeyin, bir dahaki sefere yapacağız. İyi bir ders aldık.

Nie martwcie się, następnym razem się uda. To była dobra lekcja.

Şimdi ders çalışmam gerek ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.

Powinienem się teraz uczyć, ale wolę posiedzieć na Tatoeba.

Herhangi bir ilerleme yapmadığım için ders çalışmaktan zevk almıyorum.

Nie lubię się uczyć bo nie robię żadnych postępów.

Bir okulda yüksek motivasyona sahip öğrencilerle ders vermek istiyorum.

Chciałbym uczyć w szkole z wysoce zmotywowanymi uczniami.

- Bu benim en sevdiğim konu.
- Bu en sevdiğim ders.

- To mój ulubiony temat.
- To mój ulubiony przedmiot.
- To mój ulubiony przypadek.

- Tom eğitiminin tamamını gece yapar.
- Tom yalnızca geceleri ders çalışır.

Tom uczy się tylko w nocy.

Bu gece ders çalışmak zorunda değilim. Sanırım bir süre televizyon izleyeceğim.

Nie muszę się dziś uczyć, chyba pooglądam telewizję.

- Ben öğretirim.
- Ben ders veririm.
- Ben öğretmenlik yaparım.
- Ben öğretmenlik yapıyorum.

Uczę.

Bazı anne-babalar, çocuklarının ders kitaplarındaki çıplak resimler hakkında şikâyette bulundu.

Niektórzy rodzice skarżyli się na obnażone zdjęcia w podręcznikach ich dzieci.

Kedi Güvenliği Ders Bir: Asla koşmayın... Çünkü sizi kovalamasını sağlayan bir içgüdü devreye girer.

Podstawa: nigdy nie uciekaj... Powoduje to instynktowną reakcję, by gonić i złapać cel.