Translation of "çağrı" in Polish

Karanlıkta uzun mesafeli çağrı yapıyorlar.

Docierające daleko nawoływania w ciemności.

Sadece okulundan bir çağrı aldım.

Właśnie dzwonili z twojej szkoły.

Yavru, nihayet tanıdık bir çağrı duyuyor.

Wreszcie młode usłyszało znajome nawoływanie.

- Bir davet almadım.
- Bir çağrı almadım.

- Nie dostałem zaproszenia.
- Nie dostałam zaproszenia.

Senin için bir çağrı var. Bu Tom.

Telefon do ciebie. To Tom.

Genel gürültüyü delip geçen bir frekansta çağrı yapıyorlar.

Nawołują na częstotliwości, która przebija się przez ten hałas.

Tamam, ellerimi saracağım ve helikoptere beni alması için çağrı yapacağım.

Owinę czymś ręce i wezwę helikopter.

Çağrı ne kadar belirgin olursa hedefi bulması o kadar kolay oluyor.

Im bardziej charakterystyczne wołanie, tym łatwiejszy cel.