Translation of "çıkmaya" in Polish

0.006 sec.

Examples of using "çıkmaya" in a sentence and their polish translations:

Bu sıvıların çıkmaya başladığını görebilirsiniz.

widzicie, cały sok zaczyna cieknąć.

Beni bıraktı ve bölmeden çıkmaya çalıştı.

Puścił mnie i próbował przeskoczyć ogrodzenie.

Kimse doktora karşı çıkmaya ne cesaret etmiş ne de bunu düşünmüş.

Nikt nie śmiał podważać jego decyzji.

Pasta fırından çıkmaya hazır oluncaya kadar daha ne kadar süreceğini düşünüyorsun?

Jak myślisz, jak długo jeszcze zanim ciasto będzie gotowe do wyciągnięcia z piekarnika?

İlk yumurtalar yaklaşık iki ay önce bırakıldı. O yumurtalardan yavrular çıkmaya başladı.

Pierwsze jaja złożono prawie dwa miesiące temu, teraz zaczynają się wykluwać.

Tom ve Mary lisede arkadaştı ve mezun olduktan birkaç yıl sonra çıkmaya başladılar.

Tom i Mary byli kolegami w szkole średniej, a zaczęli się spotykać kilka lat po jej ukończeniu.

Tom yapacak daha iyi bir şey olmadığı için, uzun bir yürüyüşe çıkmaya karar verdi.

Z braku czegoś lepszego do roboty, Tom postanowił wybrać się na długi spacer.