Translation of "Yapmaz" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Yapmaz" in a sentence and their japanese translations:

Böyle şeyler yapmaz.

彼女はそんなことはしない。

Restoran öğle yemeği yapmaz.

そのレストランは昼食はやっていない。

Öyle aptalca şeyler yapmaz.

彼はそんな馬鹿なことはしない。

Babam evde hiçbir iş yapmaz.

父は家では何もしません。

Onu yapar yapmaz okumaya başladı.

彼はそれを終えるとすぐ読書を始めた。

Tom bunu çok sık yapmaz.

トムはそれをあまりしないよ。

Tom bunu çok fazla yapmaz.

トムはそれをあまりしないよ。

Doymak bilmemek sizi bir kapitalist yapmaz,

強欲さは資本家の資質なのではなく

Bir Japon böyle bir şey yapmaz.

日本人ならそんなことはしないでしょう。

Öyle yapar yapmaz yağmur yağmaya başladı.

私がそうするやいなや雨が降り出した。

O, ağlamaktan başka bir şey yapmaz.

彼女は泣いてばかりいる。

- O bütün gün oynamaktan başka bir şey yapmaz.
- Bütün gün oynamaktan başka bir şey yapmaz.

彼は一日中遊んでばかりいる。

- Bütün gün oynamaktan başka bir şey yapmaz.
- Bütün gün oyun oynamaktan başka hiçbir şey yapmaz.

彼は一日中遊んでばかりいる。

İnsanlar bir bütün olarak öyle şeyler yapmaz.

人は一般的にそんなことはしない。

O bebek ağlamaktan başka bir şey yapmaz.

その赤ちゃんは泣いてばかりいる。

Umarım Tom bunu bir daha asla yapmaz.

トムが二度とそれをやらないことを願うよ。

O, kötü gün için hiç tasarruf yapmaz.

彼は万一のためにお金をためるようなことはしない。

O telefon görüşmesi yapar yapmaz eve gitti.

彼は電話を受けるとすぐに帰宅した。

Bir Japon asla böyle bir şey yapmaz.

日本人ならそんなことはけっしてしないでしょう。

O öğrendikleriyle ilgili asla bir gösteri yapmaz.

彼は決して自分の学識を見せびらかさない。

O, şikâyet etmekten başka bir şey yapmaz.

- 彼女は不平を並べてばかりいます。
- 彼女は不平ばかり言っています。

Bunu yapar yapmaz akşam yemeği hazırlığına başlamanı istiyorum.

- あなたは、それをやり終えたらすぐに、夕食の準備を始めていただきたい。
- それが終わったらすぐに夕食の準備にかかってください。

O çizgi roman okumaktan başka bir şey yapmaz.

彼は漫画を読んでばかりいる。

Tom bütün gün oynamaktan başka bir şey yapmaz.

トムは一日中遊んでばかりいる。

Babam pazar günleri, televizyon seyretmekten başka hiçbir şey yapmaz.

父は日曜日はただテレビを見るだけだ。

Sabahtan akşama kadar şikayet etmekten başka bir şey yapmaz.

彼は朝から晩まで不平ばかりをいっている。

O yanında bir çalar saati almadan asla yolculuk yapmaz.

彼は旅行するときは必ず目覚まし時計を持っていく。

Eğer onun yapılması gerekmiyorsa, hiç kimse bu tür şey yapmaz.

せずに済むなら誰もこんなことはしない。

Sağduyu ile bir kişi, bu tür bir şeyi asla yapmaz.

常識のある人ならば、このようなことは決してしないだろう。

- İki yanlış bir doğru yapmaz.
- İki yanlış bir doğru etmez.

- 他人の悪事を引き合いに出して自分の悪事の言い訳をすることはできない。
- 他人が悪い事をしているからといって自分もそうしてよいということにはならない。

- Babam evde hiçbir iş yapmaz.
- Babam evde parmağını bile oynatmaz.

- 父は家では何もしません。
- 父は家では何一つやらないんです。

- Bir tilki aynı tuzakta iki kez yakalanmaz.
- Bir insan aynı hatayı iki kez yapmaz.

いつも柳の下に泥鰌は居らぬ。

- O çok dikkatlidir bu nedenle seyrek hata yapar.
- O çok dikkatlidir bu yüzden pek hata yapmaz.

彼女はとても注意深いのでめったに間違いをしない。