Translation of "Okumaya" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Okumaya" in a sentence and their japanese translations:

- Ben okumaya devam ettim.
- Okumaya devam ettim.

読書を続けた。

Kitap okumaya değer.

その本は、読む価値がある。

Okumaya devam ettim.

本を再び読み続けた。

Dergiyi okumaya dalmıştı.

彼女はその雑誌を夢中になってよんでいた。

Okumaya devam edin.

読み続けて。

Tom okumaya başladı.

トムは読み始めました。

- Ben kitabı okumaya devam ettim.
- Kitabı okumaya devam ettim.

私は続けてその本を読んだ。

- Ben okumaya devam ettim.
- Okumaya devam ettim.
- Okumayı sürdürdüm.

読書を続けた。

Bütün kitaplar okumaya değmez.

すべての本が読む価値があるわけではない。

Çizgi romanlar okumaya dalmıştı.

彼女は漫画本に夢中になっていた。

O kitap okumaya değer.

あの本は読む価値がある。

Kendini kitaplar okumaya adadı.

彼は読書に没頭した。

Bu kitap okumaya değer.

この本は読む価値があります。

Dikkatimi okumaya odaklamaya çalıştım.

私は読書に集中しようとした。

Satır aralarını okumaya çalışalım.

行間を読むように心がけてみよう。

Dedektif romanlarını okumaya daldı.

彼は探偵小説を読むのに夢中になっている。

Bu kitap okumaya değmez.

この本は読む価値がない。

Bıraktığın yerden okumaya başla.

この前やめた所から読み始めなさい。

Daha fazla okumaya değmez.

これ以上は読む価値がない。

Yurtdışında okumaya karar verdim.

留学することを決めた。

Okumaya bile zaman bulamıyorum.

読む時間を見つけることさえできない。

Ben okumaya devam ettim.

読書を続けた。

Öğrenciler hep birlikte okumaya başladılar.

生徒たちは声をそろえて読み始めた。

Yazarın son romanı okumaya değer.

その作家の最新作の小説は十分読む価値がある。

Duvarda yazılı mektupları okumaya çalıştık.

壁に書かれた文字を判読しようとした。

O hukuk okumaya karar verdi.

彼は法律を勉強することを決めた。

Tom Fransızca okumaya karar verdi.

トムはフランス語を勉強することにした。

O, kitabı okumaya devam etti.

彼はその本を読みつづけた。

Onu yapar yapmaz okumaya başladı.

彼はそれを終えるとすぐ読書を始めた。

Gözlüğünü taktı ve okumaya başladı.

彼は眼鏡をかけて読み始めた。

Sanırım bu kitap okumaya değer.

この本は読む値打ちがあるとおもう。

Bu kitap defalarca okumaya değer.

この本は何度も読む価値がある。

Bu okumaya değer bir hikayedir.

この物語は読むだけの価値がある。

Bu hikaye tekrar okumaya değer.

- この物語はもう一度も読む価値がある。
- この話は再読の価値がある。

Kitabı okumaya henüz başlamadın mı?

もうあの本を読み始めましたか。

Onun yeni romanı okumaya değer.

- 彼の新しい小説は読んでみる価値がある。
- 彼の新しい小説は読む価値がある。

O kişi bir kitap okumaya çalışıyor

その人が本を読もうとしても

Elinden geldiğince çok kitap okumaya çalışır.

彼女はできるだけたくさんの本を読もうとしている。

Onun en son romanı okumaya değer.

彼の最近の小説は読む価値が充分ある。

İyi kitaplar her zaman okumaya değer.

良書はすべて読むに値する。

Yere uzandı ve kitap okumaya başladı.

彼女は床に横たわって読書を始めた。

O, yemekler sırasında gazete okumaya alışmış.

- 彼は食事中に新聞を読む癖がある。
- 彼は食事をしながら新聞を読む習慣がある。

Her zaman onun makalesini okumaya meraklıyım.

私はいつも彼のコラムを興味をもって読む。

Japonca okumaya başlayalı kırk yıl oldu.

- 私は日本語を学びはじめてから40年になる。
- 私が日本語の勉強を始めてから40年になる。

Diğer bazı kitapları okumaya çalışmayı planlıyorum.

他の本も何冊か読んでみるつもりです。

Onu ziyaret ettiğimde kitap okumaya dalmıştı.

私が彼を訪れた時彼は夢中で本を読んでいた。

Bu kitap iki kez okumaya değer.

- この本は二度読む価値がある。
- この本は二回読むだけの価値がある。
- この本は2度読むだけの価値がある。

Bu kitap, tekrar tekrar okumaya değer.

- この本は何回も繰り返して読む価値がある。
- この本は何度でも読み返す価値があると思う。

Ayakos'un günlüğünü tekrar okumaya can atıyorum.

綾子さんの日記をまた読むのを楽しみにしている。

Okumaya devam etti ve bana cevap vermedi.

彼女は本を読み続けて、私に返事をしなかった。

O, her zaman kendi bildiğini okumaya çalışır.

彼はいつも我を通そうとする。

Günde en az birkaç sayfa okumaya çalışıyorum.

- 少なくとも1日数ページは読むようにしてるんだ。
- せめて1日数ページは読むように心がけてはいるんだ。

Geçen hafta kaldığımız yerden okumaya devam edelim.

先週止めたところからまた読み始めましょう。

Bu kitabın okumaya değer olacağını düşünüyor musun?

- この本を読む価値があると思いますか。
- この本は読む価値があると思いますか。

Her nedense okumaya başladığımda kendimi uykulu hissediyorum.

なぜか勉強を始めると眠くなっちゃうんだ。

Pordmed.gov 'i kullanarak son yapılan araştırmaları okumaya başladım.

私は医学論文検索サイトを使って 最新の研究を読み始めました

Bilgilendirilmek için mümkün olduğu kadar çok okumaya çalışıyorum.

情報をずっと得たいので私はできるだけ読書に努めている。

Mümkün olduğu kadar çok sayıda kitap okumaya çalış.

出来るだけ沢山の本を読むようにしなさい。

O akşam yemeğini bitirdikten sonra, romanı okumaya başladı.

夕食がすむと、彼はその小説を読みはじめた。

Birisi kapıyı çaldığında, o tam kitabı okumaya başlamıştı.

彼女がその本を読み始めたと思ったら誰かがドアをノックした。

Yılın sonuna kadar bu kitabı okumaya devam edeceğiz.

年末までこの本を読み続けるだろう。

Bu kitaplar en az bir kez okumaya değerdir.

これらの本は少なくとも一度は読む価値がある。

O, bir kitap çıkardı ve onu okumaya başladı.

彼は本を取り出して、それを読みはじめた。

Galiba bu kitabı okumaya sene sonuna kadar devam edeceğiz.

年末までこの本を読み続けるだろう。

Biz yıl sonuna kadar bu kitabı okumaya devam edeceğiz.

年末までこの本を読み続けるだろう。

Okumaya değmeyen bir kitap ta en başta almaya değmez.

読む価値の無い本はまず第一に買う価値が無い。

Son günlerde yayınlanan tüm kitaplardan sadece birkaçı okumaya değer.

最近出版された書物のうちで、読む価値のあるものはほんのわずかしかない。

O sanki hiçbir şey olmamış gibi kitabı okumaya devam etti.

- 彼は何事も起こらなかったのように本を読み続けた。
- 彼は何事もなかったように本を読み続けた。
- 彼は何事もおこらなかったかのように本を読み出した。

Erkek kardeşim okumaya öylesine dalmıştı ki odaya girdiğimde beni fark etmedi.

兄は読書に夢中だったので、私が部屋に入ったのに気づかなかった。

Yurt dışında Avustralya'da ya da Kanada'da okumaya gitmem gerekip gerekmediğinden emin değilim.

留学先をオーストラリアにするかカナダにするかで迷っています。

Babam okumaya o kadar düşkündür ki onun kitap açmadığı bir gün geçmez.

私の祖父は読書が大好きで、本を開かない日は1日もありません。

Ben okumaya ilgimi kaybettim, bu yüzden üniversiteye gitmenin herhangi bir anlamı olduğunu sanmıyorum.

勉強する気持ちなくしては、大学に入っても意味がないと思います。