Translation of "Servet" in Japanese

0.013 sec.

Examples of using "Servet" in a sentence and their japanese translations:

Servet toplamaya çalıştı.

彼は富を蓄積しようとした。

O bir servet adamı.

彼は資産家だ。

Amcam bir servet yaptı.

- 叔父は一財産を作った。
- おじは一財産をつくった。

Adam büyük bir servet yaptı.

その男はおおきな財産を築き上げた。

Tüm servet onun kızına gidecek.

その財産はすべて彼の娘のものになるだろう。

Oğluna büyük bir servet bıraktı.

彼は息子に大きな財産を残した。

O, petrolde bir servet yaptı.

彼は石油で大儲けをした。

O, oğluna bir servet bıraktı.

彼は息子に一財産を残して死んだ。

O büyük bir servet biriktirdi.

- 彼はばく大な財産をためた。
- 彼は莫大な財産を築いた。

Kızına büyük bir servet bıraktı.

彼は娘に多額の財産を残した。

Tom petrolde bir servet yaptı.

- トムは石油で大儲けをした。
- トムは石油で財を成した。

O, borsada bir servet kaybetti.

彼は株式市場で大損をした。

Tom oğluna bir servet bıraktı.

トムは息子に財産を遺した。

Tom bir gecede bir servet kaybetti.

トムはギャンブルで一夜にして財産をすってしまった。

Çocuklarına çok büyük bir servet bıraktı.

彼は子供に莫大な財産を残した。

Büyükannem bize büyük bir servet bıraktı.

祖母は莫大な財産を私たちに残してくれた。

Oğluna hatırı sayılır bir servet bıraktı.

彼は息子に相当の財産を残した。

Fred eşine büyük bir servet bıraktı.

フレッドは妻に財産をたくさん残した。

Servet mirasçılar arasında eşit olarak bölündü.

財産は相続人たちの間で平等に分けられた。

Karısına çok büyük bir servet bıraktı.

彼はその妻に莫大な財産を残した。

Ölmeden önce büyük bir servet biriktirdi.

彼は死ぬ前に大財産を蓄えた。

Tom oğluna büyük bir servet bıraktı.

トムは息子に莫大な財産を残した。

Babam bana büyük bir servet bıraktı.

父は私に多額の財産を残してくれた。

Servet bize her zaman mutluluk getirmez.

富は幸福をもたらすとは限らない。

Tüccar, savaş sonrası döneminde muazzam servet biriktirdi.

その貿易商は戦後に莫大な財産を築いた。

- Sağlık zenginliğin üstündedir.
- En büyük servet sağlıktır.

- 健康は富以上だ。
- 健康のほうが富より大事だ。

O akıllıca yatırım yaparak, bir servet biriktirmiş.

賢明な投資をして彼女は一財産を蓄積した。

O akıllıca yatırım yaparak bir servet biriktirmiş.

賢明な投資をして彼女は一財産を蓄積した。

O çok çalışma sayesinde bir servet yaptı.

彼は努力によって財を成した。

En iyi satan romanı yazarak bir servet yaptı.

彼はベストセラーを書いて一財産作った。

Eğitimin amacı servet veya statü değil ama kişisel gelişim.

教育の目標は、富や地位ではなく人格の形成にある。

O, fakir bir ailede doğduğu için, servet için endişeli.

貧しい家族に生まれたので、彼は富を欲しがっている。

Babası tarafından ona bırakılan servet onun rahat bir şekilde yaşamasını sağlar.

- 父の残した財産のおかげで彼は楽に暮らせる。
- 父の残した財産で彼は楽に暮らしていける。

- Sağlık servetten daha iyidir.
- En büyük servet sağlıktır.
- Sağlık zenginlikten iyidir.

- 健康は富にまさる。
- 金より体。

Bu iki ya da üç yıl içinde, büyük miktarda servet sahibi oldu.

彼はこの2、3年でばく大な財産を手に入れた。

- Adam paraya para demiyor.
- Şu arkadaş para içinde yüzüyor.
- Şu arkadaş servet içinde yüzüyor.

- やつは金がうなってる。
- やつは札束に埋もれるぐらい金がある。