Translation of "Oğlum" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Oğlum" in a sentence and their japanese translations:

Oğlum nerede?

息子はどこかしら?

Gururlu ol oğlum.

堂々としなさい。

Oğlum yağmurda oynuyor.

息子は雨にぬれて遊んでいる。

Oğlum henüz sayamıyor.

息子はまだ数を数えられない。

Oğlum odama geldi.

息子が私の部屋へ来た。

Oğlum hamburgerlerden bıktı.

息子はハンバーガーにあきています。

O benim oğlum.

- 息子です。
- 息子だ。

Bir oğlum var.

息子が一人います。

Oğlum tarafından bakıldım.

私は息子に面倒を見てもらっている。

Oğlum işi devralacak.

私の息子が仕事を引き継ぐだろう。

Oğlum on yaşında.

息子は十歳です。

Oğlum ekonomi okuyor.

息子は経済学を研究している。

Oğlum bir gazeteci.

- 息子はジャーナリストなんです。
- 息子は報道記者なんです。

- Tom, benim kuzenimdir.
- Tom kuzenim.
- Tom amca oğlum.
- Tom dayı oğlum.
- Tom hala oğlum.
- Tom teyze oğlum.
- Tom emmi oğlum.
- Tom kuzenim olur.

トムは私のいとこです。

Oğlum kendi davranışından utanıyor.

息子は自分のふるまいを恥じている。

Ortaokulda bir oğlum var.

私には中学生の息子がいる。

Oğlum hayal kırıklığına uğrattı.

私は息子にはがっかりしています。

Küçük oğlum araba sürebiliyor.

私の小さい息子は車を運転できる。

Oğlum bir saati okuyabilir.

私の息子は時計が読めます。

Oğlum yüksek okula girdi.

私の息子は、高校に入学した。

İki tane oğlum var.

息子が二人います。

Oğlum sadece aylaklık ediyor.

うちの息子は遊んでばかりいる。

Oğlum benden daha uzun.

- うちの息子は私より背が高い。
- 息子の方が私より背が高い。

Oğlum bir öğretmen olacak.

- 私の息子は先生になるつもりです。
- うちの息子は学校の先生になるのよ。

Tek oğlum kanserden öldü.

私はガンで一人息子に死なれた。

Oğlum sekreteri ile nişanlandı.

私の息子は、彼の秘書と婚約している。

Oğlum bir züppe değildir.

私の息子は俗物ではない。

Benim bir oğlum yok.

私には息子がいない。

Oğlum konuda gerçekten çok iyi.

私の息子はこれに 長けていますが

"Ama benim bir oğlum var.

「でも 子供がいるんです

Oğlum, Londra'ya, doğduğum yere, gitti.

息子はロンドンへ行った、そこは私の生まれたところだ。

Oğlum hayvanlarla ilgili kitaplardan hoşlanır.

私の息子は動物の本が好きです。

Oğlum için bir saat alacağım.

- 私は息子に腕時計を買ってやるつもりです。
- 息子には腕時計を買ってあげるつもりです。

Oğlum okulda çok iyi geçinir.

息子は学校でうまくやっている。

Oğlum en büyük baş belamdır.

息子のことを考えると頭が痛い。

Altı aylık oğlum diş çıkarıyor.

生後6か月の息子に歯が生えかかっています。

Oğlum bir Lincoln olmak istiyor.

私の息子はリンカーンのような人になりたいと思っている。

Oğlum benden daha uzun boylu.

息子は私よりも背が高い。

Benim oğlum yaşına göre küçük.

息子は年の割には小柄だ。

Hasta olan bir oğlum var.

私には病気の息子がいるんです。

Oğlum okula devamsızlık yapma eğilimindedir.

私の息子は欠席しがちだ。

Oğlum hâlâ Noel Baba'ya inanıyor.

私の息子は、いまだにサンタクロースがいると信じている。

Oğlum yüze kadar saymaya başladı.

息子が100まで数えるようになった。

Oğlum iki yaşındayken konuşmaya başladı.

- 俺の息子が話し始めたのは2歳の時だった。
- 息子は、2歳の時におしゃべりができるようになりました。
- 私の息子は、ふたつの時にしゃべり始めました。

- Ara sıra oğlum beni ziyarete geliyordu.
- Oğlum zaman zaman beni görmeye gelirdi.

息子がときどき私の見舞いにきてくれた。

- Oğlum şimdiden yüze kadar sayabiliyor.
- Benim oğlum artık yüze kadar saymayı biliyor.

息子が100まで数えるようになった。

- Sadece üç yaşına girmiş bir oğlum var.
- Üç yaşına girmiş bir oğlum var.

3歳になったばかりの息子がいます。

Bir oğlum ve bir kızım var.

息子と娘を授かりました

Oğlum şu an yüze kadar sayabiliyor.

- 内の息子は100迄かぞえられる。
- 私の息子は百まで数えられる。
- 家の息子は100まで数えられる。
- うちの息子は百まで数えられるんだ。
- うちの息子は100まで数えられる。

O benim oğlum değil, ama yeğenimdir.

彼は私の息子ではなく、おいである。

Oğlum kutudan bir parça şeker aldı.

息子は箱から飴を一つ取った。

Oğlum o raftaki her kitabı okudu.

息子はあの棚の上の本を全て読んでしまった。

Tek oğlum Tom'a dedemin ismini verdik.

私達は一人息子を祖父にちなんでトムと名づけた。

Oğlum için iyi bir eş olacak.

彼女は息子に似合いの結婚相手だ。

İki kızım ve iki oğlum var.

私には二人の息子と二人の娘がいます。

Oğlum okul için yeterince yaşlı değildir.

息子はまだ学校へ行く年齢ではありません。

Oğlum şimdi benim kadar uzun boylu.

息子はもう私と同じ身長だ。

Oğlum gelecek hafta Fransa'ya hareket edecek.

息子は来週フランスへ出発します。

Ben ona kendi oğlum gibi davrandım.

私は彼を自分の息子のように扱った。

Oğlum henüz doğru olarak toplama yapamıyor.

うちの息子はまだちゃんと足し算ができない。

Oğlum geçen yıl beş inç büyüdü.

うちの息子は去年身長が5インチ伸びた。

Oğlum tıp öğrenimi için Amerika'ya gitti.

息子は医学の勉強にアメリカに行きました。

Oğlum profesyonel bir golfçü olmak istiyor.

私の息子はプロゴルファーになりたいと思っている。

Benim bir oğlum ve bir de kızım var. Oğlum New York'ta ve kızım da Londra'da.

私には息子と娘がある。息子はニューヨークにいるが、娘はロンドンにいる。

Bir yıl boyunca oğlum daha da güçlendi.

1年間の間に息子は頑強になった。

Onun kızı ve benim oğlum iyi arkadaşlar.

彼の娘と僕の息子は仲良しだ。

Oğlum için yeni bir takım elbise almalıyım.

息子に新しい背広を買ってやらなければならない。

Oğlum bir otobüs sürdüğünde her zaman hastalanır.

私の息子はいつもバスに乗ると酔う。

Oğlum henüz ne okuyabilir ne de yazabilir.

私の息子はまだ読むことも書くこともできない。

Sorun şu ki, oğlum okula gitmek istemiyor.

困ったことに息子が学校に行きたがらないのです。

Oğlum bir Rakugo hikaye anlatıcısı olmaya çalıştı.

私の息子は落語家になろうとした。

Oğlum kadınların erkeklerden daha güçlü olduklarını düşünüyor.

私の息子は女の方が、男より力が強いと思っている。

Oğlum komik hikayelerin anlatıcısı olmak için çalıştı.

私の息子は落語家になろうとした。

Üç yaşındaki oğlum için bir randevu almak istiyorum.

3歳の息子の診察の予約をお願いします。

Bir oğlum var, o bir ticaret şirketinde çalışır.

私には息子がいるが、貿易会社に勤めている。

İki oğlum var. Biri Nara'da ve diğeri Tsu'da.

私たちには2人の息子がいる。一人は奈良に、もう一人は津にいる。

Oğlum ne zaman kötü bir şey yapmıyorsa, uyuyordur.

息子が何か悪いことをしていないときは、必ず眠っている。

Ben odaya girdiğimde oğlum birkaç saattir yazı yazıyordu.

私が部屋に入った時息子はもう何時間も書きものをしていた。

İki yaşındaki oğlum için istediğim dünya da bu değil.

2歳の息子に そんな世の中で 暮らしてほしくはありません

Oğlum bu aşamada su altındaki her şeyle çok ilgiliydi.

‎息子は今 海の世界に ‎夢中になっている

Çok şükür, oğlum yeni okulundaki yaşama çabucak uyum sağladı.

幸いなことに、息子は新しい学校での生活にすぐに慣れた。

Üç oğlum var. Biri New Tork'ta ama diğerleri Londra'da.

私には3人の息子がいる。1人はニューヨークにいるが、他の2人はロンドンにいる。

Beşinci sınıfta olan oğlum Shizuoka'dan Nagoya'daki bir ilkokula transfer oldu.

小学5年の息子が静岡から名古屋の小学校に転入しました。

Oğlum bugünlerde karşılık vermiyor, o yeni bir sayfa açmış olmalı.

私の息子は最近口答えをしなくなった。気持ちを新たにして生活を一新したに違いない。

Oğlum için bir hediye almak istiyorum. İyi bir fikriniz var mı?

息子にプレゼントを買ってあげたいんだ。何かいいアイディアはあるかい?

Benim oğlum şimdi bir asi yaşta görünüyor ve pervasızca bize karşı çıkıyor.

息子はこの頃反抗期みたいで、やたらと私たちに反発するの。

Eğer benim oğlum trafik kazasında ölmüş olmasaydı, şu an üniversite öğrencisi olacaktı.

あの子が交通事故で死ななかったら、今ごろは大学生になっているだろう。

Benim beş tane oğlum var. İkisi mühendis, bir diğeri öğretmen ve diğerleri öğrencidir.

私には5人の息子がいる。そのうちの二人は技師で、他の一人は教師、あとは学生です。